Staj ve Çıraklık mağdurlarından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup

Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdı.

  • 2215
Staj ve Çıraklık mağdurlarından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup

İzmir Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Derneği Başkanı Semiha Özek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektubu sosyal medya hesabından #3308SKYüzüncüYıldaDeğişsin hashtagi ile paylaştı.

İzmir SÇSM Başkanı Özek, birkaç kez Cumhurbaşkanına ulaşmaya çalıştığını belirttiği mektubunda dertlerini yüz yüze anlatamadıklarını vurguladı.

Özek, "Staj ve Çıraklık sigortası mağduriyetini çözerse Reis çözer" ifadelerini kullandı.

Mektubunda staj ve çırak mağdurları olarak, devletin SGK tarafından tescil edilen ve E-Devlette işe ilk giriş tarihi olarak görülen sigortalarının 4A başlangıç sayılmamasından kaynaklı haksızlığın son bulmasını isteyen Özek, Cumhuriyetin 100. yılında staj ve çıraklık mağdurlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan müjdeli haber beklediklerini belirtti.

Paylaşılan mektubun kısa sürede binlerce beğeni ve yorum aldığı görüldü.

İşte o mektup:

"Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan;

Ben sizi ziyaret etmeye TBMM geldim, kapınızı tıklattım defalarca randevu talebinde bulundum reddedildim. Oysa ben bir Allah misafiri olarak mağdurların sesi olarak gelmiştim ve sizinle konuşmayı maalesef beceremedim. Bir gün Hz. Musa (r.a.)'nın kavmi, ona Allah-u Teala'yı yemeğe davet etmek istediklerini bildirdiler. Hz. Musa, kavminin isteğini: "Allah-u Teala, yemekten içmekten münezzehtir, sizin söylediğiniz olacak iş değildir" diyerek geri çevirdi. Daha sonra Hz. Musa, Allah-u Teala'nın huzurunda iken, "Bana kavminin isteğini niçin iletmedin?" sorusuna "Allah'ım, böyle bir şeyi söylemekten utandım. Sen yemekten, içmekten ve her türlü ihtiyaçtan münezzehsin, ben nasıl olur da yemeğe davet ederdim" diyerek yanıt verdi. Allah-u Teala, Hz. Musa'ya: "Kavmine tekliflerini kabul ettiğimi söyle, hazırlık yapsınlar, davetlerine icabet edeceğim" diye buyurur. Hz. Musa, kavmine durumu anlatır ve hazırlıklar başlar. Allah-u Teala'nın davete icabet edeceği gün olabildiğince mükellef bir sofra hazırlanmıştır. Beklenmeye başlanır. Uzaklardan gelen yaşlı, fakir, üstü başı toz içinde bir kimse görünür. O yaşlı kimse, halktan bazı kimselere uzaktan geldiğini ve aç olduğunu, kendisine ikramda bulunup bulunamayacaklarını sorar. O kimseler, çok önemli bir misafir beklediklerini, yemeğe ancak o gelince başlayacaklarını söyleyerek, "Madem ki sen de aramıza katıldın, al şu kovayı da su getiriver, zaten ancak misafirimiz gelince yemeğe başlayacağız" diyerek yanıtlar. O yaşlı zat, bu cevaba alınganlık gösterir ve aralarından uzaklaşır. Beklemeye devam edilir, fakat o yaşlı zattan başka gelen kimse yoktur. Halkı da Hz. Musa aleyhisselamı bu durumdan dolayı kınamışlardır. Hz. Musa ertesi gün utana sıkıla Allah-u Teala'nın huzuruna çıkar: "Allah'ım Senden yine Sana sığınırım, bunu Sana söylemekten de utanırım, ancak kavmim bana sen bize yalan söyledin demekte. Onlara nasıl yanıt vereceğim?" diye sorar. Allah-u Teala: "Ben yemeğe geldim ya Musa, lakin siz bana ikramda bulunmadınız. Ben yere göğe sığmam ama bir kulumun gönlüne sığarım. Eğer size gelen misafirin teklifini geri çevirmemiş olsaydınız Beni ağırlamış olacaktınız. Bilmiyor musunuz? Ben yoksulların, muhtaçların ve düşmüşlerin yanındayım. Onlara ikram ettiğinizde Bana ikram etmiş olursunuz. Ben susamış kulumun yanındayım. Ona su verdiğinizde Bana su vermiş olursunuz." diyerek yanıtlar.

Sizler koskoca bu ülkenin başısınız devlet demek ana demektir bizlerde staj ve çırak mağdurları olarak devletimizin bizim yaramızı bu haksızlığı son buldurmasını bekliyoruz. Müşkiliyetimizi gidermesini bekliyoruz Sayın Cumhurbaşkanım, sizden tek istediğimiz Cumhuriyetin 100. yılında bizler sizden müjde bekliyoruz. İnanıyoruz ki Yaparsa Reisimiz Recep Tayyip Erdoğan yapar. Saygılarımızla…"