Toprağın suya, suyun kağıda yansıması

Ebru Sanatçısı Rafet Küllüoğlu, topraktan yaptığı özel boyalarla ebru sanatı yapıyor.

  • 1849
Toprağın suya, suyun kağıda yansıması
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kastamonu’da 37 yıllık ebru ve hat sanatçısı Rafet Küllüoğlu, topraktan yaptığı özel boyalarla ebru sanatı yapıyor.

37 yılını ebru ve hat sanatına veren Rafet Küllüoğlu (59), yapmış olduğu birçok eserle ebru sanatını yaşatmaya çalışıyor. Kastamonu’da ikamet eden Hat Sanatçısı Rafet Küllüoğlu, eserlerinde topraktan yaptığı özel boyaları kullanıyor. Kullandığı bu boyalar sayesinde de, diğer ebru sanatçılarından farklı olarak kendi boyalarını topraktan imal etmesi vatandaşların dikkatini çekiyor.

Kastamonu'nun tarihi merkezlerinden Münire Medresesi'nde ki küçük atölyesinde ebru sanatı ve hat çalışması yaptığı ifade eden Ebru ve Hat Sanatçısı Rafet Küllüoğlu, “Yaklaşık olarak 12 yıldır ders veriyorum. Bu zaman zarfından 100’lerce kursiyere ebru ve hat sanatını öğrettim. 100’lerce öğrenci, ebru sanatından sertifika aldı. Tabi benim, diğer ebruculardan da toprak boya kullanan vardır. Ama benim kadar daha fazla toprağa, renkli toprağa ulaşma şansları olmuyor. Sonra topraktan boya imal etmesi çok kolay bir şey değil. Bundan dolayı hem renkli toprağı bulacaksınız, hem de bulduktan sonra onu ebru boyası haline getireceksiniz. Yani buda zor bir işlem. Hazır boyalar olduğu için insanlar hemen ona yöneliyorlar. Ama Kastamonu’muzda harika renklerimiz var. Mesela Gövdere diye mahallemiz var, yani toprağı gri renkte, gök yani hava renginde. Bu resmen toprak yani, hakiki bizim Kastamonu’muzun Gövdere mahallesinden aldığımız topraktır” dedi.

“KULLANDIĞIM BOYALARIMI ÖZEL OLARAK TOPRAKTAN ÜRETİYORUM”

Rafet Küllüoğlu, “Bu toprağı alıyorum ben içerisinden süzerek boyar maddesini çıkarıyorum. Sarıkaya diye mahallemiz var, buda sarı toprak, zaten her yerde bulmak mümkün. Bunu ebru boyası haline getirdik ve kullanıyoruz. Bak şu da ezilmiş hali. Böyle bu şekilde bu topraktan alıyorum hazırlıyorum. Yaprak yeşili çiçeklerin yaprakları işte bunlar hakiki öz toprak. İçine öt katıyorsunuz, suyla ayarlıyorsunuz inceliyor çok güzel, o toprak dağılıyor, içerisinden toprağın boya maddesi elinizi sürdüğünüz zaman elinize renk çıkar, eğer elinize sürdüğünüzde elinize renk çıkıyor ise işte o toprağın içerisinden ebru boyası elde edilir. Kastamonu’da benim çok çeşitli renkli topraklara ulaşma imkanım var. Onları tedarik ediyorum zaman zaman şu anda onları hazırlıyorum. Benim mutlaka ebruların içerisinde Kastamonu toprağı vardır” diye konuştu.

“TEK DİLEĞİN BU SANATIN YAŞADILMASIDIR”

Kastamonu’nun dışında da birçok sergi açtığını ve 12 Şubat’ta Ankara’da düzenlenecek olan “Başkentte Kastamonu Günleri” etkinliğinde de sergi açmayı planladığını belirten Küllüoğlu, “Özellikle Kastamonu günleri oluyor Ankara ve İstanbul’da. Hem ebruyu tanıtıyoruz. Gelen çocuklara, gençlere herkese ebru yaptırıyoruz ebru ile onları tanıştırıyoruz” şeklinde konuştu.

Tek dileğinin ebru ve hat sanatının öğrenilmesi, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması olduğunu belirten Küllüoğlu, şöyle konuştu: “Bunun için gençlere ücretsiz kurs veriyorum. Tek dileğim bu sanatın gelecek nesillere yaşatılmasıdır”

Küllüoğlu, kullandığı boyaları, kentin bazı bölgelerinde bulunan toprakları karıştırarak 7-8 çeşit renk elde ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Topraktan elde ettiğim boyalar, eserlerimde farklılık meydana getiriyor. Eserlerimi, Kastamonuluların yanı sıra kenti ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere çok düşük rakamlarla satıyorum. Bu güne kadar Kastamonu, Ankara, İstanbul’da 20’nin üzerinde sergi açarak ebru ve hat eserlerini, sanatseverleriyle buluşturdum”

“BU SANATIN MUTLAKA KASTAMONU’DA GÖRÜLMESİ GEREKİYOR”

Kastamonu’ya gezmek için gelen yerli turistler ise, tarihi bir mekan olan Münire Medresesinde yaşatılmaya çalışılan ebru ve hat sanatını gördüklerinde büyük şaşkınlık yaşadıklarını belirterek, “Çok güzel ebru sanatları olan yerdeyiz ve inanamayacağınız kadar güzel desenler, hat yazıları var. Hepsine baktığımızda kendinizi bulabileceğiniz, o eskileri yaşatan tıpkı burası gibi bir yer. Muhakkak bütün Türkiye’nin buraya gelip bunları görmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Ustamızın ellerine sağlık, bu devirde, bu tarihte bunları bulmanın mümkün değil. Bu hat sanatı çok eskiden kalma bir sanat olduğu için şuanda gençler ilgilenmiyor zaten. Bunun mutlaka bu şekilde gelecek nesillere yaşatılması gerekiyor”