Her acıdan güçlenerek çıktım, dersin.
Yalandır!
Güçlensen ne olacak ki,
İnsanlara karşı bakış açın değişti
Duyguların incindi
Hayallerin yalan oldu
Acı çektin
Ağladın,
Kırıldın
Hırpalandın
Güven duygun sarsıldı
Şimdi güçlü olsan ne çıkar
Güçlüyüm demek,
Daha sert bir yüreğe sahip olmak demekse,
Evet, güçlüsün sen.
Daha sert,
Daha dayanıklı oldun…
Örneğin, ekonomik düzey ve halkın sosyal yaşamı ne kadar iyiyse
Bilimsel çalışmalar artar,
Yeni projeler gelişir
Sosyal yaşam belli bir seviyenin altına düşerse
Karmaşa, kısır döngü artar,
Mesela mevsimsel hastalıkları önlemek bir yana dursun
İlaç fiyatları gündeme gelir.
Siyasiler birbirlerine laf yetiştirmekle zaman geçirirler
Lidersiz toplumlar hep böyledir.
Ufuksuz, geleceği göremeyen günlük haftalık planlarla zaman yok olup gider
İnsanın özü ve yaratılış amaçlarında
Daha yararlı insan olabilmekten geçer
Oruç tutmak örneğin,
Sayısız yararı vardır,
İradeye sahip çıkmak duygusuyla
İnsana tatlı bir huzur verir
Ama manevi yan zayıf olduğu an sorular başlar,
Saçma sapan sorulardır
Binlerce asırdan bu yana devam eden,
İçsel yolculuğu kavrayamamış,
Okumayan, araştırmayan cahil insanların sorularıdır bunlar;
“Denize girsem oruç bozulur mu?”
“Dudaktan öpüşmek oruca zarar verir mi?”
“Sakız çiğnemek orucu bozar mı?”
Boş soruların içinde boğuşmalar başlar…
Ve yanlış sorular insanı zehirler…
Bu zehir oruç tutmayanlara tepki vermekle başlar…
Kendi iç dünyanı aydınlatmak ve hoşgörü yüklenmek yerine,
Başkalarının ibadetleriyle ilgilenilmeye başlanır,
Bu da en büyük zehirdir…
Cahillikten beslenir
Eğitim işidir
Eğitim olmadan gelişme olmaz
Kültürde böyledir…
Kültür, daha çok insanlaşmaktır..
Kendini yok etmeden,
Başkalarıyla zenginleşmektir.
Üretim yapan insan, insanı ve yaşamı yüceltir,
Dinsel ya da manevi tarafta böyledir.
Bunların hepsi bilgi ve bilinç meselesidir