Cemil KILIÇ

İletişim yalnızlığı

Cemil KILIÇ

  • 2218

19. yüzyılda William Austin Burt daktiloyu, Samuel Morse telgrafı, Alexander Bain faks makinasını, Graham Bell ise telefonu icat etti. 20. yüzyılın ilk başlarına gelindiğinde Guglielmo Marconi tarafından radyonun, Logie Baid tarafından televizyonun ve son olarak Steve Wozniak ve Steve Jobs, Apple tarafından bilgisayarın icat edildiği görülmektedir.

21. yüzyıla gelindiğinde ise bu zamana kadar olan tüm iletişim araçlarının el büyüklüğünde bir araçta toplandığını ve artık iletişimde yeni bir boyutun ortaya çıktığını görmekteyiz. IBM (International Business Machines; Uluslararası İş Makineleri) tarafından 1994 yılının Ağustos ayında icat edilen akıllı telefonlar insanlığın hizmetine sunularak, yavaş çekim olarak ilerleyen iletişim dünyamızı bir anda hızlandırmıştır. Bu hız her geçen gün daha çok ivme kazanarak artmış ve günümüze kadar hayal edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır.

19. yüzyılda iletişim adına icat edilen tüm yeniliklerin küçücük bir ekrana sığdırılarak kullanılacağını eminim o zamanlarda kimse hayal bile edemezdi. Tıpkı bizim gelecekte nasıl araçların insanlığın hizmetine sunulacağını hayal edemediğimiz gibi.

İletişimde bu denli hızlı gelişmeler insanlığı hem haberleşmede sınır tanımaz bir boyuta getirmiş hem de o derece yalnızlaştırmıştır. Teknolojik gelişmelerin hız kazanması ile akıllı telefonlar günlük yaşamın vazgeçilmezi haline gelmiş olup sağladığı birçok kolaylığın yanında kişilerarası ilişkiler, fiziksel ve ruhsal sorunları da beraberinde getirmiştir. Teknoloji ile beraber iletişim ve toplumsallaşma farklı şekiller kazanmış ve hatta insanlar yalnızlaştırılmıştır. Yalnızlaşmanın en önemli sebeplerinden bir tanesi de bu teknolojik yükselişin insanlar tarafından tolere edilememesidir. Bununla birlikte insanlar, pandemi sürecinde sosyal izolasyon önlemlerinin etkisiyle akıllı telefonlar ile daha çok yalnızlaştırılmış ve sanal iletişimin getirdiği kimsesizleşmeyi yaşamışlardır.

Türkiye’de 90’lı yılların hemen başında “dijital devrim” adı da verilen toplumsal ve politik değişim beraberinde mobil iletişim teknolojilerini, akıllı telefonları ve tabletleri yaratarak “akıllı devrim” denilen yapıya dönüşmüştür. Bu dönüşüm ilk zamanlar çağı yakalamak, modernleşmek, teknolojiye veya bilim çağına ayak uydurma olarak tanımlansa da günümüzde ülkemizin içinde bulunduğu iletişim yalnızlığını da beraberinde getirmiştir.

BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) ve Datareportal’ın ocak ayında yayınladığı Digital 2023 verilerini de incelediğimizde Türkiye’nin dijital akıllı telefonlarla ne kadar süre iletişime geçerek yalnızlaştığını gözler önüne sermektedir. Kısacası bizler tam bir cep telefonu ve sosyal medya çılgınıyız.

Verilere bakıldığında:

- Türkiye’de tekil mobil abone sayısı 90 milyon adedi aşmış bulunmakla beraber internet trafiğinin yüzde 84.92’si mobil telefonlar ile yapılmaktadır. Mobil internet kullanımı ortalama kişi başı aylık 16 GB’ı aşmaktadır.

- Türk halkı ayda 549 dakika telefonla konuşarak Avrupa birinciliğini elinde bulundurmaktadır. Günlük olarak telefon kullanım süresi 5,5 saat olan halkımız, günde en az 5 dakikada bir telefonuna dokunmakta ve 150 defa telefona bakmaktadır.

- Instagram kullanımında dünya birincisiyiz. Son 3 yılda Instagram’da en çok zaman geçiren ülke olmanın gururunu yaşamaktayız!

- Verilere göre, Dünya birincisi olan ülkemiz ayda 21,4 saatini Instagram’da geçirmekte olup ikinci sırada 17,6 saat ile Arjantin gelmektedir. Üçüncü sırada Brezilya ardından da Endonezya ve Hindistan gelmektedir.

Bu çılgınlığımızın nedenleri arasında başka yaşantıların merakı mı yoksa kendi yaptıklarımızın teşhiri mi bilinmez. Bildiğimiz tek şey günden güne iletişim ile yalnızlaşıyor ve yalnızlaştırılıyoruz. Tabi buna çocuklarımız da dâhil…

Yazarın Diğer Yazıları