Her unutkanlık yaşlılıktan olmayabilir

Uzmanlar, yaşlılıkta ortaya çıkan 'Alzheimer Tip Demans'ın bir hastalık olduğunu ancak ailelerin, unutkanlıkla başlayan ve günlük yaşamı etkileyen hastalığı yaşlılığın bir parçası olarak görmesiyle hastalığın ilerlediği uyarısında…

  • 486
Her unutkanlık yaşlılıktan olmayabilir
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Uzmanlar, yaşlılıkta ortaya çıkan 'Alzheimer Tip Demans'ın bir hastalık olduğunu ancak ailelerin, unutkanlıkla başlayan ve günlük yaşamı etkileyen hastalığı yaşlılığın bir parçası olarak görmesiyle hastalığın ilerlediği uyarısında bulundu.

Samsun Medical Park Tıp Merkezi Nöroloji Doktoru Uzm. Dr. Muammer Gündoğdu; söz konusu hastalığın, bazen ailelerce yaşlılığın bir parçası olarak algılanmasına sık rastlanmaya başlandığını, bu tür durumlarda hastalığın hızla ilerlediğini söyledi. Gündoğdu, erken tanı durumunda ise hastalığı yavaşlatmak, yaşam kalitesini kısmen düzeltmenin mümkün olduğunu kaydetti.

Dr. Muammer Gündoğdu, “Genel anlamda demans, halk arasında bunama adıyla bilinir. En çok görülen tipi Alzheimer tipi demanstır. Yaşlılıkla ortaya çıkar, başta unutkanlık olmak üzere çeşitli davranış ve bilişsel bozukluklarla kendisini gösterir. Beynin belli bölgelerinde sebebi henüz bilinmeyen hücre yıkımı ve hücreler arası iletişimsizlik söz konusudur. Başlangıçta geçmiş hafıza korunur. Hastalığın ilerlemesi ile geçmiş hafızada da yıkım başlar. Ayrıca, bilişsel yetenekte kayıp, düşünme ve konuşmanın belirlediği entelektüel yapının bozulması, düğme açma kapama gibi beceri gerektiren hareketlerde işlev kaybı dikkat çeker. Beraberinde genel bir dikkat dağınıklığı ve uyku düzeni bozukluğu eşlik eder.” şeklinde ifade etti.

"ANNENİZ YEMEK YAPMASINI UNUTABİLİR"

Günlük yaşam koşuşturması sırasında ya da zor geçen yılların ardından, beynin yorgunluğuna bağlı olan ve sonradan hatırladığımız unutkanlıkların herkeste olabileceğini söyleyen Dr. Gündoğdu, “Ama unutulan hatırlanmaz ise burada dikkatli olmak gerekir. Örneğin, sizi yemeğe davet eden anneniz yemek yapmasını unutmuşsa, yolda kaybolmalar başlamışsa, çalışma yaşamı başarılarla dolu, cin gibi olan büyüğünüzde öğrenme ve algılamada yavaşlama başlamışsa, her gün yürüyüş yapmayı sevdiği halde artık evde oturuyor, aile bireylerine, kitap, gazete ve televizyona ilgisi azalmışsa, sorun var demektir.” diye konuştu.

Söz konusu belirtileri olan kişilerin vakit kaybedilmeden hemen bir nöroloji uzmanına götürülmesi gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Muammer Gündoğdu, “İlk yapılacak iş ne tür bir demans olduğudur. Şayet Alzheimer tip demans saptanmışsa evrelendirmesi yapılıp bu yönde tedavi başlatılacaktır. Alzheimer demansın kesin bir tedavisi yoktur. Sadece prognozu yavaşlatabilen yaşam kalitesini kısmen düzeltebilen tedavi seçenekleri mevcuttur. Geçen ay bir ulusal kanalda çıkan ve ilerlemiş olguları bile tedavi ettiği iddia edilen iğne tedavisi, bilimsel altyapıdan yoksun olup, seçenek dışıdır.” dedi.

"DOĞAL YAŞAMIN HAKİM OLDUĞU BÖLGELERDE HASTALIK ORANI DÜŞÜK"

Alzheimer hastalığının kesin sebebinin bilinmediğini söyleyen Dr. Gündoğdu, “Yaşlılıkla beraber görülme sıklığı artmaktadır. 65 yaş üzeri görülme sıklığı yüzde 15 iken 80’li yaşlarda yüzde 25 oranına çıkmaktadır. Kesin olmamakla beraber teknolojinin daha yoğun kullanıldığı kentsel yaşamın süreci hızlandırdığı görüşü hakimdir. Tibet, Kafkas ülkeleri gibi doğal yaşamın sürdüğü bölgelerde demans oranı düşüktür. Ancak bu coğrafi ayrımda bilimsel olarak kanıtlanmış değildir.” diye konuştu.

"HASTA OLAN KİŞİYLE İNATLAŞILMAMALI"

Hastaya bakacak olan yakınların psikolojik destek alması gerektiğini belirten Dr. Gündoğdu, şöyle devam etti: “Alzheimer demans ilerleyici ve genellikle evde bakımı gerektiren bir hastalık olduğundan hastaya bakan yakınları ya da bakıcıların sevecen ve sabırlı olmaları zorunludur. Doğruyu öğretmek için asla inatlaşılmamalıdır. Meşgul olması için sevecen bir yaklaşımla yapabileceği işler verilmeli ve bitiminde teşekkür ve takdir edilmelidir. Ancak sürekli unutan, aynı olayları tekrarlayan, günlük işlerini yapamayan, hatta beslenme, tuvalet-temizlik gereksinimlerinde bile çocuk gibi başkasına muhtaç bir hasta ile sürekli yaşamak çok zordur. Bu nedenle hasta yakınlarının doktorlarıyla iletişim kurmasını ve Alzheimer derneğine başvurmasını öneririm.”

“En önemli risk faktörleri arasında Alzheimer’li bir akrabanın ve atresklerozla seyreden sistemik bir hastalığın var olmasıdır.” diyen Gündoğdu, birinci derece bir aile yakınında Alzheimer hastalığının bulunmasının risk 2,6 kat, iki kişide bulunmasının ise 7,6 kat yakalanmayı artırmakta olduğunu sözlerine ekledi.