Emin EĞRİ

'Ben ne dersem o olur' adaleti!

Emin EĞRİ

  • 571

Kör topal işleyen Adaleti de bitiriyoruz!

Anayasa’nın emredici 153. Maddesine rağmen; Yargıtay 3. Dairesinin karşı gelmesine destek olanlar hukuku değil, siyaseti savunuyor demektir.

(153. Madde: Anayasa Mahkemesi kararları kesindir, herkesi bağlar.) İşte bu! Kararları tartışılsa bile mutlaka uygulanır.

Tıpkı YSK kararları gibi. YSK kararları tartışılır ama mutlaka uygulanır. İstanbul BBŞ seçiminde bir zarfta kullanılan 4 oyun üçünü kabul birini yanlış demesi haksız ve mantıksız olmasına rağmen, hukukçular 'olmaz' dedikleri halde uygulanmıştır!

Diğer bir örnek de olduğu gibi; seçim yasasının 'mühürsüz oylar geçersizdir' amir hükmüne rağmen YSK’nın böyle 2.5 milyon geçersiz oyu kabul ettiğidir.

Bütün hukukçular, barolar 'olmaz' dedi ama YSK geçerli saydı, ülkenin kaderini etkiledi!

Önceki dönemde MHP'den milletvekili yapılan Engin Alan için; AYM’nin 'Hak ihlali' vererek meclise girmesini sağlamasına övgü düzen Bahçeli, aynı hak ihlalini de vekil seçilen Can Atalay için verince AYM için demediğini bırakmamış. 'Kapatılmalıdır' diyecek kadar kendinden geçmiştir!

Sayın Cumhurbaşkanının daha önce söylediği "Ben Anayasa Mahkemesinin kararlarına uymuyorum, saygı da duymuyorum" hafızalardan silinmemiş, hukuka güven büyük yara almıştır!

Hukukçu olmaya gerek yok, düz mantık bile; Can Atalay vekil olmak için müracaat etmiş, Cumhuriyet savcılığı iyi hal kağıdı vermiş, aday olabilir demiş. YSK itiraz etmemiş, seçime girmesini onaylamıştır. Hatay halkı da 80 bin civarında oyla kendisini vekil seçmiştir.

Buna rağmen cezaevinden çıkarılmamıştır!

Hani nerede "MİLLİ İRADE?" Hani Halkın iradesi her şeyin üstündeydi?

Can Atalay yasal hakkını kullanmış, AYM'ye müracaat etmiş ve en üst mahkemenin kararı gereği hakkı teslim edilmiştir. Kararı beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, önemli olan illa da uygulamaktır. Emredici hüküm budur. Uygulamayanlar Anayasal suç işlemektedir.

Ayrıca, AİHM'in (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kurucu üyesiyiz. 1959 Roma/İtalya’da kurulmuştur. AHİM'e bireysel başvuru hakkını da Türk vatandaşları 1990 yılında elde etmiştir. Bu güne kadar binlerce bireysel başvuru olmuş, bir çoğunda devlet haksız uygulama nedeniyle tazminata mahkum edilmiştir. Yani; demişiz ki "AİHM kararı bizim mahkemelerimizin kararından üstündür, kararınızı uygularız!" demişiz! Onu da yapmamışız ve sürekli tazminat ödemişiz!

Bu seferde AİHM birkaç kez Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istemiş, Türkiye'de kabul etmemiş. Tüm uyarılara rağmen Türkiye direnmiştir. Bu sefer de AK (Avrupa Konseyi) üyeliğinden çıkarmak için toplantı yapmışlardır. Bugün yarın onun da kararını vereceklerdir!

Madem uygulamayacaksınız o zaman çıkacaksın AİHM denen kurumdan! Çıkmıyorsanız uygulayacaksınız. Uluslararası sözleşmelere uymayan devletler pek ciddiye alınmıyorlar!

Hukuk böyle lastik gibi her yöne çekiştirilirse güven kalmaz, yatırımcı gelmez, mevcut yabancı yatırımcılar da birer birer ülkeyi terk eder! Mazda, BP gibi firmaların terk ettiği gibi!

Sözde 'ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR' diyoruz. Bir tarafı ağır basan Adaletin terazisini bir türlü eşit hale getiremedik! Bu arada kabinenin en zayıf halkası Adalet Bakanı Yılmaz Tunç görülmektedir.

Yasalara ve Anayasaya uymadıktan sonra, istediğiniz kadar "YENİ ANAYASA" yapın değişen bir şey olmaz!

Evrensel hukuk düzenini sağlayamadığımız sürece fakirlik ve yoksulluk kaderimiz(!) olmaya devam edecektir. Sebep olanlar bilmem memnun mu?!

10 ARALIK İLK KADIN MİTİNGİ (104.YIL)

Kutlama komitesi çok güzel program hazırlamış ve kutlandı. Tebrikler emek verenlere.

Nacizane fikrim; sayın Milli Eğitim Müdürümüzün tüm lise, bilhassa kız öğrencilerimize ''Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezinde segilenen 'Ya İstiklal Ya Ölüm' segisini yıl sonuna kadar gezip görmelerini sağlaması gerekir.'' Hangi zor şartlardan bu günlere geldiğimizi geleceğimiz olan gençlerimiz bilmelidir. GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN, GELECEĞİNİ KURAMAZ!

Yazarın Diğer Yazıları