Bahsettiğim siyasetçi Metin Çelik!
İki dönemdir Kastamonu AKP milletvekili.
Tanışıklığım ta AKP İl Başkanlığından gelir. Düzgün konuşur, seviyelidir, saygıda kusur etmeyen bir yapısı vardı.
Vardı!... Evet vardı ama o Metin Çelik’ten eser kalmamış, adeta saldırgan olmuş bir karaktere bürünmüş hallerde gördüm!
Sanırım siyasette 'son durağa' geldiğinin farkında olduğundandır.
Üç kez toplumsal konuda görüşme gereği oldu. İlk görüşmemizde, aramızdaki hukuka dayanarak bir spor kulübü için aracı olmasını istediğimiz konuda ilgilendi ve yardımı oldu. Teşekkür ettik.
İkincisi biraz gergin oldu ve kendisini milletvekili olduğu için üst perdeden konuşma hakkının olduğunu sandı ama kabul görmedi. Konu, hepimizi ilgilendiren, 2022 yılında 'KIRIK BARAJI' için 1000 (Bin) TL ödenek konulmasını eleştirdiğim yazım üzerine oldu. 21.01.2022 tarihinde bu sitede yazdığım yazıya tepki göstererek, benim yazdığım gibi olmadığını, başka ek ödenekler tahsis edileceğini bana inandırmak ve kendisi için yazdığım "Suya sabuna dokunmayan politika izleyen Metin Çelik" yazımın yanlış olduğunu, kendisinin gelecek için bir kaygısının olmadığını telefonda söylemişti. Ben de cevabımı vermiştim.
(KIRIK BARAJI olduğu gibi duruyor, hani aktarılan ödenek)
Son kez ise yeni, yepyeni. Seçim yaklaştıkça kendisinin de artık aday gösterilemeyeceğini anlamış olacak ki, genel yazıma yazılı cevap vererek seviyeyi iyice düşürmüş, vekile yakışmayan, sokak ağzını tercih etmiştir.
23.09.2022 tarihli, bu sitede yazdığım, TRADEF FUARI hakkında "Hiçbir değerin yok Kastamonu!" başlıklı yazıma verdiği yazılı cevap: "Kendini köşe yazarı sanan seviyesiz, haddini bil, Sen kimsin bizim saygınlığımızı sorgulayacak."
Benim cevabım ise: "Metin Çelik, seviyenizi kendi yazınızla ifade etmiş oldunuz. Okuyan değerlendirsin. Başka söze gerek yok." olarak yazılmıştır.
Buradan da anlaşılacağı gibi, siyasi tükenmişliğin, vekil olmakla kendisinin bizim üstümüzde olduğunu sanmanın, tehdit ile yıldırmanın hezeyanı içinde davranmıştır.
Sayın Metin Çelik, sizin iç mücadeleniz beni ilgilendirmez ama artık aday gösterilmeyeceğinizin tepkisini, haddini bilmez şekilde basına, dolayısı ile bana saldırı değildir. Bu size prim kazandırmaz. Ayrıca haklı olduğunuzu da belgelemez. Her zaman yazdığım yazımın arkasındayım.
"Basın hürdür, sansür edilemez." Varsa kanunsuz bir şey, avukatsınız, Adliye orada, hakkınızı aramakta serbestsiniz.
Buna tıpta "TÜKENMİŞLİK SENDROMU" derler!
