Malum, 31 Mart 2024'te yerel seçime gittik.
Sürpriz sonuçlar, saçma sapan kararlar, itirazlar, elden ele geçen mazbatalar yaşadık, halen de yaşıyoruz!
Seçimin birinci sorumlusu malumunuz (Yüksek Seçim Kurulu) YSK’dır. İl ve İlçe seçim kurulları ile seçimi yasalar içerisinde yürütür. Kanuni görevidir. Ayrıca da kararları kesindir!
Gelgelelim, günlerden beri başta VAN ve HATAY olmak üzere kararlar verildi, geri alındı tekrar verildi meyanında sürdü gitti.
Seçim yerlerini yazmayacağım ama ilgili olanlar her gün öğreniyor. Yeniden 2 Haziran’da seçim yenilemesi olacak yerler var. İlçe seçim kurulundan YSK’ya uzanan itirazlar İlçe veya İl seçim kararlarının da reddi şeklinde kararları okuyoruz. Bu sene itirazlar fazla gibi görünüyor!
'Dünyaya örnek bir seçim ve demokrasi dersi verdik' denildiği halde!
Ortada YSK’nın seçime dair kanun ve yönetmelikleri var. Tüm bunlar açıkça yazılmışken devamlı itirazların yer değiştirmesi, olmadı bir üst seçim kuruluna itiraz, onun da toptan verdiği 'RED' kararları ne kadar sağlıklı tartışılır. Çünkü 'RED' kararı alan YSK'nın kararına itiraz hakkı yok ve kesin!
Yani yanlış da olsa (maalesef var) onay veren ama yanlıştan dönün denmeyen bir makam!
Bu seçimde de görüldü ki; seçim sistemi veya seçme ve seçilme kuralları yeniden ve kesin hükümlü olmak kaydıyla yeniden ele alınmalıdır.
Şimdiki duruma göre önümüzdeki 4 yılda seçim yok. TBMM bu konuyu düzene koymalı, gerekirse 'elektronik oy kullanma' sistemi getirmelidir. Hilesiz hurdasız ve anlık sonucu görebilme imkanı ile.
KSK DA YORDU
KSK dün Belediye Derince deplasmanında 2 puan bıraktı. Bundan sonra kalan 4 maçı almak zorunda. Aksi ise; şampiyonluğa veda.
Bu günkü maçı izleyenlerin ortak görüşü, yine 'Kötü futbol veya futbola benzemeyen bir oyun' Bu haftaki AMED maçında 'bu oyunla yenemeyiz' denilmektedir.
Maçı alabilir miyiz?.. Kesinlikle almalıyız, sezonun 37 maçına bedel bir maç!
FENERBAHÇE NE YAPMAK İSTİYOR?!
FB Başkanı Ali Koç’un geldiği günden beri 'HAKEM FOBİSİ' devamlı depreşmektedir. Bilhassa kaybedilen maçın sorumlusu onun nazarında hakemlerdir.
Diğer taraftan ceza alanı içinde olan penaltıyı FB lehine 'dışarıda' diyerek geri alan, kırmızı kartla oyundan atılması gerekene sarı kart verenler de bu hakemler!
Asla hakemleri veya FB’yi savunmuyorum. Her olayı hep beraber yaşıyoruz, herkes kendi takımı lehine 'DUYGUSAL' davranınca böyle kaoslar oluşmaktadır.
Trabzon olaylarında FB’ye yapılanlar konusundaki itirazları kesinlikle haklıdır ama mücadele şekli böyle olmamalıdır.
Bana göre Ali Koç FB tarihine 'kara leke' diye geçecek bir olaya daha imza attı Pazar günü akşamı. Süper kupada GS ile Şanlıurfa’da maça çıktı, 1. dakikada golü yedi, takımı sahadan çekti! Sahaya sürülen de U19 gençleri idi.
Federasyon ile bilek güreşi bu şekilde olmamalı. Rakip takıma, seyirciye ve milyonlarca tv izleyicisine hakarettir! FB için asla unutulmayacak yanlış karardır. Bu kafa ile Türk futbolu bir arpa boyu yol alamaz! Bir çok spekilasyona açık karar verilmiştir. Bu karar tamamen yanlış olmuştur, telafisi de yoktur! Bir Başkanın da böyle davranmaya hakkı yoktur! Bakalım devamı ne cezalar getirecektir.
