Dinç: 'Bilgisayar Oyunu, Çocuğa Ödüllendirme Şeklinde Sunulabilir'

Türkiye'de, ilk kez eğitim teması altında 11 Mayıs günü yapılacak TEDxIhlasCollegeED konferansı için geri sayım devam ediyor.

  • 741
Dinç: 'Bilgisayar Oyunu, Çocuğa Ödüllendirme Şeklinde Sunulabilir'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

DİNÇ: “BİLGİSAYAR OYUNU, ÇOCUĞA ÖDÜLLENDİRME ŞEKLİNDE SUNULABİLİR” 

- “BENİM HAYALİM ANNE, BABA VE ÇOCUĞUN BERABER OYNAYACAĞI BİR BİLGİSAYAR OYUNU

Türkiye’de, ilk kez eğitim teması altında 11 Mayıs günü yapılacak TEDxIhlasCollegeED konferansı için geri sayım devam ediyor. 
İhlas Koleji tarafından düzenlenecek konferans öncesi konuşmacılarla yapılan eğitim başlıklı röportajlara Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu Başkanı (TÜDOF) Mevlüt Dinç de katıldı.
Bilgisayar oyunlarının yapımcıları arasında dünya üzerinde önemli bir yere sahip olan Mevlüt Dinç, İstanbul Teknik Üniversitesindeki (İTÜ) ofisinde yapılan röportajda kendi hayatından, bilgisayar oyunları ile eğitim arasındaki etkileşim gibi konulardaki sorulara cevaplar verdi.
Bilgisayar oyunları ile İngiltere’de tanıştığını anlatan Dinç, “Yüksek lisans yapmak için İngiltere’ye gittim. Ama maddi sıkıntılar oluşunca kendimi kablo fabrikasında buldum. Önceleri benim için büyük bir hayal kırıklığıydı” dedi. 
Bilgisayar oyunları ile tanışmasının Jamaikalı bir arkadaşının vasıtasıyla olduğunu belirten Dinç, şöyle konuştu: “İşyerinde Jamaikalı bir arkadaşım vardı. Bilgisayar oyunu meraklısıydı. Ama benim hiç ilgimi çekmiyordu. Sonra onun teşvikiyle bir oyun konsolu aldım. İçine girdikçe bunu ben de yaparım diye düşünmeye başladım. Çok fazla oynamıyordum esasında. Yapım aşaması ilgimi daha çok çekiyordu. Bu sayede ilk bilgisayar oyunumu yazdım.”
Bilgisayar oyunu dünyasında “MevDinc” ismiyle bilinen Mevlüt Dinç, ilk oyununu İngiliz Telekom’a sattıktan sonra büyük popülarite kazandığını belirtti. Daha sonra First Samurai, Endura Racer gibi önemli oyunlara imza atan Mevlüt Dinç, 2000 yılının sonunda ailesiyle Türkiye’ye döndüğünü söyledi.

POTANSİYELİMİZİN ÇOK ALTINDAYIZ
Dinç, Türkiye’de geçirdiği 13 yılı nasıl değerlendirdiği sorusuna şöyle karşılık verdi: “12 yıllık geçmişe bakarsak kesinlikle hak ettiğimiz yerde değiliz. Mesela bizim ülkemizle aynı oyuncu sayısına sahip Güney Kore’de bir oyun şirketinin yıllık cirosu 950 milyon dolarken Türkiye’deki toplam hacim yıllık 250-300 milyon dolar arasında. Müthiş bir potansiyelimiz var ama sadece iki yıldır gelişme gösteriyoruz.”
Oyun sektörünün gelişmesi için düşünen ve üreten gençlere ihtiyaçları olduğunu belirten Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Genç nüfusu en iyi şekilde değerlendirecek sektör de oyun sektörü. Ben, ülkemizde inanılmaz yetenekli ve inançlı gençler olduğunu düşünüyorum. Bizim sektörün büyümesi için üretme kültürünü insanlarımıza, gençlere yerleştirmemiz gerekiyor.”
Ailelerin belki de en çok sıkıntı çektikleri konu olan bilgisayar oyunlarının eğitimle olan ilişkisine değinen Dinç, her şeyin fazlasının zarar olduğunu, eğer bilgisayar oyunu çocuğun eğitimini, beslenmesini, hayat şeklini olumsuz yönde etkiliyorsa müdahale edilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’deki problemi, aile ile çocuk arasındaki iletişim eksikliği olarak adlandıran Dinç, sözlerine şöyle devam etti: “Aile ile çocuk arasında inanılmaz bir kopukluk var. Aileler, çocukları sussun diye onların ellerine cep telefonları ya da bilgisayar oyunları veriyor. Daha sonra çocukları cezalandırmak istediklerinde bunları geri alıyorlar. Anne baba bu konuda kendini eğitmeli. Düşündüğümüzde, çocuğun bilgisayar oyunu oynamasına izin vermek bir ödüllendirme olmalı. Fakat ülkemizde, çocuk cezalandırılacağı zaman bilgisayar oyunu oynamamak en büyük ceza olarak uygulanıyor.”
Eğitim içerikli bilgisayar oyunlarının özenle hazırlanması gerektiğini savunan Dinç; eğitimin, oyunun içine fark ettirilmeden, çocuğu sıkmayacak şekilde yerleştirilmesi gerektiğini belirtti. Kendi eğitim rüyasını anlatan Dinç, “Benim rüyam oyun tabanlı eğitim aslında” dedi.