Saadet Partisi'nden Has Parti'ye Suçlama

Canpulat, Has Parti'yi kuranların Saadet Partisinin içersini boşalttığını ileri sürdü.

  • 691
Saadet Partisi'nden Has Parti'ye Suçlama
TAKİP ET Google News ile Takip Et

SAADET PARTİSİ, YEREL SEÇİMLERİ DEĞERLENDİRDİ 
SAADET PARTİSİ KASTAMONU İL BAŞKANI YÜKSEL CANPULAT; 
“HAS PARTİ’Yİ KURANLAR, SAADET PARTİSİ’NİN İÇİNİ BOŞALTTI”

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA) - 30 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini değerlendiren Saadet Partisi Kastamonu İl Başkanı Yüksel Canpulat, Has Parti’yi kuranların Saadet Partisinin içersini boşalttığını ileri sürdü. 
Rehberlik Araştırma ve Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya katılan Saadet Partisi Kastamonu İl Başkanı Yüksel Canpulat, 30 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin üç aşamadan oluştuğunu belirterek, “Yerel seçimleri, Kastamonu açısından bu seçimlerin önemi olarak üç ana başlıkta toplanabilir. Saadet Partisi Genel Başkanı olan, daha sonra Has Parti’yi kuran en son süreçte ise partisini fes ederek AK Parti’ye geçen Numan Kurtulmuş Kastamonulu idi. Kendileri geçmekle kalmayıp yoğun bir tempoda çalışma yaparak Kastamonu Saadet Partisi teşkilatlarımızın içini boşalttılar. İnsanları Has Partiye yönlendirdikten sonra yarı yolda bırakıp AK Parti’ye geçtiler. Teşkilatlarımızda güven kaybı yaşandı. Bu şekilde yapılan bir hareket insanlarımızın güvenlerinin kaybolmasına, ümitlerinin kırılmasına, siyasete karşı bakış açılarının olumsuz yönde değişmesine sebep olmuştur. Saadet Partisi Kastamonu teşkilatları bu yüzden çok sıkıntı çekmiştir” dedi.
Türkiye genelinde ana muhalefet partisinin her seçim bölgesinde aday çıkartamazken Saadet Partisinin büyük bir başarı göstererek her seçim bölgesinde Belediye Başkanlığına aday çıkarttıklarını ifadene Canpulat, “Kastamonu’muzun merkez dahil bütün ilçelerinde seçime katıldık. İnsanlarımıza hakkı, hakikati ve gerçekleri gücümüz yettiğince anlattık. Saadet Partisi olarak sesimizi her yerde duyurduk” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN GENLERİYLE OYNAYAN İCRAATLAR YAPILDI”
Milli Görüş’ün 42 yıldır büyük mücadeleler verdiğini ve bu süreçte yapılan hizmetler hakkında bilgiler açıklamalarda bulunan Canpulat, “Şer odaklar bir taraftan Milli Görüş’ü 2’ye, 3’e bölme planları yapmaya başladılar. Refah Partisi içinden bazı kişilerle irtibata geçtiler. Bu süreçte RP’yi kapattılar. Erbakan Hoca’yı siyasi yasaklı hale getirdiler. RP’den sonra kurulan FP, 28 Şubatçıların baskısına rağmen yüzde 15 oy aldı. Halk, Milli Görüş’ten vazgeçmiyordu. FP’nin de kapatılmasından sonra Milli Görüşçüler, Saadet Partisi’yle yola devam kararı aldılar. Oyunu fark edemeyenler Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül öncülüğünde AK Parti’yi kurdular. AK Parti iktidar oldu ama ABD ve AB yörüngesine girdi. Bu sebeple Türkiye’nin genleriyle oynayan icraatlar yapıldı. Erbakan Hoca’nın şefkatli uyarılarını göz ardı edenler ABD’nin pek çok direktifini uymaya, AB’nin ev ödevlerini yapmaya başladılar” şeklinde konuştu.
“YEREL SEÇİMLER ADİL ŞARTLARDA YAPILMADI”
30 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin siyasi partiler açısından adil yarışta gerçekleşmediğini iddia eden Canpulat, şunları kaydetti; “Bazı siyasi partiler telefon faturasını ödeyemez durumda iken, iktidar 200 milyon liralık bütçeyle seçime girdi. Devletin resmi haber kanalları da dahil olmak üzere tarihin en büyük ambargosuna maruz kaldık. 17 Aralık’la başlayan süreçle, içeriği halk tarafından anlaşılamayan küresel yolsuzluk suçlamaları ve dış kaynaklı paralel devlet tartışmaları yer aldı. Boyutlar çok büyük olduğundan seçmen olayın içeriğini kavrayamadı. Tabi ki bunlar mazeret değil, ama adaletsiz bir ortamda yapılan seçimle ilgili durum tespiti yapmak durumundayız. Deyim yerinde ise bizi güreşte hakem yendi. ‘Sözlerinin bir değeri de yoktur, Saadet az oy aldı’ diye zil takıp oynamadıkları kalanlara ancak gülmek gerek. Yüzde 2,8 oyu nasıl okumalı derseniz. Çeşitli hatalarımız ve halka kendimizi iyi anlatamadığımız yönler olmuştur muhakkak. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, 2,8 oy oranı özgül ağırlığı itibariyle yüzde 43’den daha fazla bir oydur. Öyle olmasaydı, bu kadar oydan “rahatsızlık” duymazlardı. Ortada “zafer türküsü” söylenecek bir sonuç yok. Ancak sonucu başarısızlık diye takdim edenler de haksızlık yapıyor. Her şeye rağmen dimdik ayakta olduğumuz tescillendi ve varlığımız oyunları bozdu, kilit rol üstlendik”