Pınar ÖNALAN

biraz şiirlenelim...

Pınar ÖNALAN

  • 312

Ben bu asrın kadınlarından değildim / bilseydin...

Akıveren sahtelikler içinden geçiyorum
Zaman beni kendine  benzetmeye yetmiyor
Biraz hırçınım, biraz oyunbozan
Çokca başkaldırıyorum mimsiz medeniyete
Sessiz çığlıklar dökülüyor her harfimden-bedenimden
Kan dam-la-mı-yor artık sükût lehçemden
Her şey biraz ölüyor gitgide
Her şey yok olmaya mahkum vakit girince
Bakma, kelimeler biriktirdiğime
Bakma bu devirin acımasızlığını soluduğuma
Yalnız şarkıların içinde ki "o kadın"
O manaya ses veren
Aşk şiirlerinde biteviye duruşların
Hepce öyküsü başlamamış,
Yüreğine hiç yağmur dokunmamış kadın
O kıskıvrak
Zamane aşklarına tavır alan
Bakışlarına güneş düşmüş
Beyan esastır hüsnüne râm
İnsanlara yüreğini açan
O saf dil kadın benim

Nasıl duruyorum bu ruhu olmayan asrın gölgesinde
Şaşırıyorum kendime
Sanma sendelemeden bitiyor an
Uçukluyor ruhum plastik öyküleri görünce
Düşüveriyorum her defasında yalan sevdaların
Hoyrat sözlerle yolumu kesmesinde
Ben düşüyorum
Kalbim düşüveriyor
Zaman da düşüverse ya..!.

Azalıyor güzelliğe olan inancım
Kalbim kilitleniyor
Ahir zamanın kötülükleri de kilitlense ya..!

Zamanın içinden geçiyorum
Geçiyorum da,
Gel sen bir de bana sor
Ne çok sancı çekiyorum..
Yine de biliyorum,
Bir yerlerde kalbinin göğünde ışık taşıyan fanilerin de olduğunu
Ne çok seviniyorum..

Meryem'in İsa'yı(hz)kabullendirmesinde
Zorluk çektiği o hoyrat zaman gibi!
Acı çekiyorum,
Yoruluyorum,
Ellerimi bıraktığın o Temmuz gecesinde
Bir İsa(as) doğursam bu kadar acımazdı belki canım..!

Canım, nasıl anlatayım
Ben bakışların en ürkeği
Ben nazenin kırçiçeği-
Orkide'nin yanıbaşına yaslanmış ruhumla
Ben bu keşmekeş insanlardan biri değilim
Beni anlasaydın bilirdin..

Gözlerimin bebeğine baksaydın
Orada görürdün tir tir titrediğimi
Şimdi birde sen yordun düşlerimi
Alıp dokuzuncu niyetinden aşağı atsaydın da
Bunu yapmasaydın
Güvenimi sol böğründen
Ellerimi dantelli harflerimden vurmasaydın
İçine, taa içine kalbimin girseydin!
Bu devrin kadını olamayacağımı anlardın
Anlardın yüreğimin kuştan farksızlığını                                  
Anlardın çölden öte kurumuş dallarımı
Çiçekler kadar ince,
Çiçeklerden daha kırılganım 

 ve artık akışkan olmayan bir pınarım..

O zaman çölümü ateşe vermezdin
Sevgimi - sana dair sanrılarımı bölük pörçük etmezdin

Oysa ;
Sanmıştım ki..
Çölüme düşen o yağmuru
Hiç aramadan nasibime düşürdü yaradan
Sanmıştım velakin inanmıştım

Öyle ki..
Sen benim bu asrın kadını olmadığımı
Anlamamışsın!
Üzüldüm
İncinebileceğimi bile düşünememiş
İnceden ince kalbimi görememişsin
Atıvermişsin kimsesiz kuyulara
İyi ki  atmışsın, Mısır'a Sultan olan Yusuf'ca(as)
Kimsesizliğimin can yakan sancısında
Ilık bir tebessüm toplandı avurtlarıma
Dedim..!
Yusuf dedim!
Yusuf(as) olabilir miyim!düştüğüm bu kuyuda

Dedim..!
Yakup dedim.!
Arıyor olabilir mi beni de bir Kenan yollarında

Düştüm ve sevindim
Dedim, ıssız zifiri karanlığın bağrında
Ben de Yusuf gibi
Biraz da Meryem(hz)   edasıyla
Karanlığıma bir ışık katabilir miyim.!
Mısır'a Sultan olabilir miyim.!
Yakubumu bulabilir miyim!

Bir pencere açıldı göğsümden
Baktım suskun resimler orada
Dedim,
Madem öyle
Ben de susuyorum bu fasılda
Sustum
Sustum ki..
Sabrıma ödülüm verilsin
Hem bu rüyada, hem öteki dünyamda
Dedim...
Susmaya devam edeceğim
Öyle ki..
Suskunluğum beni Cennete yâr eylesin
Öyle de oldu.
Sustum..
Sessizlikten öte tüm sözleri unuttum
Darılmasın çığlık çığlığa mürekkebi kurumuş kalemim
Ellerim kırık dökük satırların arkasından
Bir kuşun ürkekliğine namzet
Sükût etmeyi seçti
Bu gece ses_siz_ce...

andan içeri..
koptu kızıl kıyam-et..

02:26

Yazarın Diğer Yazıları