Murat ŞENGÜL

Bu unutulur mu? Unuttuk maalesef

Murat ŞENGÜL

  • 1614

Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.

Kampın tam adı, 'Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı' idi.

Bu kampta, 1918'de Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.

12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar.

İnsanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi.

Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle kampların İngiliz komutanları azılı Türk düşmanı haline gelmişlerdi.

Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü olası yeni bir savaşta bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.

Çözüm toplu katliamdı.

Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde
'krizol' maddesi katılmıştı. Mehmetçik suya daha ayağını soktuğunda aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz Askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.

Mehmetçikler, bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler. Ancak bu kez İngilizler havaya (başlarının üzerine) ateş etmeye başladı. Askerlerimiz ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı.

Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.

Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de  görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin 'krizol' banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz doktor, Garnizon Komutanı ve askerlerin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.

Ancak, yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı. Ağır sorunlarla uğraşan TBMM'de bu hesap sorma işi unutuldu gitti. Ama onlar unutmuyorlar. Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp dünya kamuoyuna sunuyorlar.

En üzücü olanı da malum birilerinin bu karalama kampanyalarına çanak tutması.

Ermeniler soykırım yapıldı diye dünyayı ayağa kaldırıyor. Bizim tarihimizden haberimiz yok!

Selam ve dua ile kalın sağlıcakla.

Yazarın Diğer Yazıları