Selahattin DEMİREL

Şerife Bacı'nın Mezarı ve Demet Akalın Konseri(!)

Selahattin DEMİREL

  • 1924

Şerife Bacı’nın Mezarı Nerede? sorusunu sorduğum yazıyı mart ayında köşemde yayınlamıştım. “Bir gelişme mi var, hayrola?” diyorsanız, evet, bir gelişme var ama olumlu değil!

Marttaki yazımda Şerife Bacı’nın mezar yerini ve daha sonra bir askerin evlatlık aldığı rivayet edilen kimi kaynaklarda ismi Elif, kiminde Sıdıka diye geçen kızının akıbetini sormuştum. Benim gibi bu konuyu merak eden bir hemşehrimiz yazıma yorum göndermiş ve konu hakkında kendi girişimini paylaşmış.

Taşköprü Bademci Köyü Muhtarı olan Yılmaz Akarsu, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü sayfası üzerinden Seydiler Kaymakamlığı’na Şerife Bacı’nın kimliğini sormuş ve kendisine şöyle yanıt verilmiş:

“Dilekçe sahibinin istemiş olduğu bilgiler neticesinde Seydiler Kaymakamlığı’ndan bilgi istenmiş ve söz konusu Kaymakamlığın Yazı İşleri Müdürlüğü’nün 26/09/2017 Tarih ve 432 Sayılı Yazısında İlçemiz Satı Köyü adı altında bir köy bulunmayıp yapılan inceleme neticesinde 1921 yılı İl şehidimiz Şerife Bacı'nın Seydiler nüfusuna kayıtlı olduğuna dair kesin kayda rastlanılmamıştır.

Bilgilerinize arz ederim.”

Muhtar Yılmaz Akarsu’nun yorumda belirttiği bu yazının altında Seydiler Kaymakam Vekili Yusuf Kaptanoğlu’nun adı var.

Mahalli İdareler’in kullandığı sistemi bilmemekle beraber, bu girişimin sonucu, Muhtar Akarsu’dan ziyade Taşköprü Kaymakamlığı’na bildirildiğinden Kaymakam Vekili’nin onayını taşıyan bir bildirimin “arz ederim” diye bitmesini anlayabiliyoruz.

10 Mart’taki yazımda Şerife Bacı hakkında Seydiler Satı Köyü nüfusuna bağlı olduğu bilgisini ise Milliyet Gazetesi’nin internet arşivinde bulabilmiştim. Haberin küpürü yanda. Yazılı hâliyse burada (imla hatalarını düzeltmeye çalışarak alıyorum:

Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşırken donan ve adına Kastamonu’nun Seydiler bucağında bir anıt dikilen Şehit Bacı’nın kimliği açıklanmıştır.

Mustafa Kemal Derneği Büyük Devrim Konseyi üyesi ve Halkevleri Atatürk Enstitüsü Onur Üyesi Yazar Mustafa Baydar, bu konuda yaptığı açıklamada şunları söylemiştir:

“Sözü edilen Seydilerli Bacı’nın kimliği tespit edilmiş ve Cumhuriyetin 50’nci yılı dolayısıyla İş Bankası Kültür Yayınları arasında çıkmış olan (Atatürk ve Devrimlerimiz) adlı kitabımda kamuoyuna sunulmuştur.

Kitabımın Kurtuluş Savaşı’nda Türk Kadını bölümünde ve 307. Sayfasında bu şehit Türk anasının kimliği aynen şöyle verilmektedir:

Şehit Türk anası, Kastamonu vilayeti, Devrekâni kazası, Seydiler nahiyesinin Satı köyünden Şerife’dir. Şerife’nin kağnı arabasında ağlayan yavrusunun ismi de Sıdıka’dır. Sıdıka birkaç yıl evvel ölmüştür.” (8 Aralık 1973, Milliyet Gazetesi, Sayfa 3)

Bu haberde Mustafa Baydar isimli bir araştırmacı yazarımızın “Atatürk ve Devrimlerimiz” kitabına aldığı “Türk Kadını” bölümünde Şerife Bacı’nın kimliğinden böyle bahsediliyordu.

Şerife Bacı, şehit olduğunda benim bu habere bağlı kalarak ilk yazımda belirttiğimin aksine Devrekâni’ye değil İnebolu’ya bağlı bir nahiye Seydiler. Sonra Küre, daha sonra da Devrekâni’ye bağlanıyor.

Şerife Bacı’ya ulaşanların isimleri ise Seydiler Belediyesi’nin internet sitesinde, Devrekânili Cemil ve Beşiktaşlı Rıfat Çavuş diye geçiyor.

Satı Köyü’nün izine rastlanılmaması, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren değiştirilen ilçe ve köy isimlerini akla getirdi. Bu isim değişikliklerinin yoğun olduğu bölge doğu vilayetlerimiz. Ekseriyeti Kürtçe olan isimler daha çok Türkçe çağrışımları ya da daha başka isimlerle değiştirilmiş. Kastamonu da bu değişimden 295 köy ismiyle nasibini almış.

Seydilerli okurlar ve meseleye vâkıf olanlar Satı Köyü ya da Mahallesi hakkında yer ve isim değişikliğiyle ilgili bilgileri varsa lütfen paylaşsınlar.

Şerife Bacı ismiyle Kastamonu tanıtımı yapmaya çalışanlara, mahallelere, caddelere, okullara, parklara Şerife Bacı’nın ismini verenlere inat daha bu kahraman şehidimizin köyü hakkında bile bir bilgiye ulaşamamış bulunuyoruz. Bu bir dram değil midir?

Ulusal basının konuya hiç ilgi göstermeyişi bir yana yerelden de merak edip araştıran bir Allah’ın kulu çıkmaz mı yahu?

1920’li yıllarda Kastamonu’da Açıksöz Gazetesi yayındaydı. Arşivinde, konuyla ilgili bir bilgiye ulaşılabilir mi dersiniz?

Konu vesilesiyle Denizli’de Şerife Bacı ismini taşıyan bir börek ve pizza zincirinin olduğunu öğrendim iyi mi? Sahibinin Kastamonulu olduğunu ve onun da bu isimle memleketini tanıtmaya çalıştığının bilgisine ulaşabildim. Herkes tanıtım derdinde de peki ya sonuç?

Cumhuriyet Bayramı’nda Demet Akalın Konseri

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Demet Akalın’ın Kastamonu’da bir konser vereceğini duymuşsunuzdur.

“İyi de senin gibi İstanbul gurbetini çeken birini bu ne ilgilendirir!” derseniz, yanılırsınız!

Güzel ülkemizde bir ekonomik kriz var ve kötü yönetilen de bir ekonomimiz! (Sadece ekonomimiz mi?!)

Böyle bir ortamda konserlere para yağdırmak akıl kârı mıdır?

Konserin, Ahşap Fuarı sırasında verilecekken Batman’da 8 askerimizin şehit olmasından ötürü Cumhuriyet Bayramı’na ertelendiğini öğreniyoruz.

Fuarın, Başbakanlık Tanıtım Fonu desteğiyle Kastamonu Belediyesi ve Kastamonu Ağaç İşleri Odası iş birliğince düzenlendiğini biliyoruz.

Fuarlar, ticareti hızlandıran ve ticarî iletişimi artıran yanıyla önemlidir elbette. Bu fuar da ahşap üreticisi firmaların kendilerini tanıtmada ve müşterilere ulaşmada etkili olmuştur muhakkak.

Bu ahşap üreticileri, belediye kesesinden ve Başbakanlık Tanıtım Fonu desteğinden bir kuruş çıkarmadan Demet Akalın’ı Kastamonu’ya getirebiliyorsa hepsine selam olsun.

Lakin bu işte kamu harcaması söz konusuysa orada “Durun, 1 dakika!” demeye her Kastamonulunun da ülkesini seven her yurttaşın da hakkı vardır.

Çünkü benim güzel ülkemde; işsizliğin, geçinememenin, borçların tavan yaptığını ve buna bağlı umutsuzlukların, hayattan bıkmışlığın ulusal medyada yer bulmayan intiharlara neden olduğunu biliyoruz.

Şairin dediği gibi “yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe…”

Kimsenin bu ülkeyi tımarhaneye çevirmeye hakkı yok!

Haksız mıyım muhterem idareciler ve sevgili hemşehriler?

Yoksa kimse “A deli yazı işçisi! Boş ver sen hesabı kitabı da gelsin Demet, coştursun bizleri! Oh oh canıma da değsin!” demiyordur değil mi?

Yok, yahu olur mu öyle şey? Olur mu, olur!

Yazarın Diğer Yazıları