"Kiminle konuştuğunuzu bilseydiniz, namazdan hiç ayrılmazdınız." (Hadis-i Şerif, Tirmizî)
GÖR
"Namaz mü'minin mîrâcı," mîraçta ihsân'ı gör
İkâme eyleyip anda, Rahmet-i Rahmân'ı gör
Kelâm eyle Rabb'in ile, Sûre-i Fâtihâ'da
Tahiyyat'ta Nebî ile (sav), sohbet-i cânân'ı gör
Allahüekber diyerek, huşû ile kıl edâ
"Vele zikrullâhi ekber", zikirde ikrâmı gör (1)
Yönün kıble, kıblen Kâ'be, eyle bu yolda karâr
Kalbin de yönelsin Hakk'a, kalpte Beytullah'ı gör
Geceler vuslat vaktidir, âşıkânın bayramı
Teheccüdle dur huzûra, huzurda dîdârı gör
Leylâlar ki leylî olur, mecnunlara şevk vakti
"Namaz hayırlı uykudan," seherde bîdârı gör
Hem gönülden, cân-ı dilden, Hakk rızasın kıl talep
Ğayrıya meyl'etme sakın, kalbinde ihlâsı gör
"İkra'!" hitâbını duy da, tilâvet eyle Kur'ân
O, Rabb'inin kelâmıdır, Kelâm'da fermânı gör
Arındır mâsivâdan, kibirden, hem küfürden
Gönül Beyt-i Hüdâ'dır kim, gönlünde Sultân'ı gör
Huzur'a durduğun anda, dökülür cürm ü günah
Nedâmetle tevbe eyle, af ile ğufrânı gör
Kulun en yakın ânı ki, secdededir Rabb'ine
"Sübhane Rabbiyel e'alâ", secdede îkânı gör
Selâm verip huzurda kal, olma Rabb'inden cüdâ
Bil ki dâim Hakk seninle, ömründe ihsân'ı gör
Sakın isyân eyleme kim, O Azîz'dir hem Hakîm
Bu dünya bir imtihandır, dert içre dermânı gör
Gönül sızlar, göz yaşarır, sanma ki îtirazdır
Gözlerinden akan yaşta, Rahmet-i Rahmân'ı gör
Gün gelir, gül de solar, bülbülün kıyameti
Fânî, dünyada her şey, fenâda bekâyı gör
Şevket Özsoy/Derûnî
1." vele zikrullahi ekber"/"muhakkak ki Allah'ı anmak en büyük iştir" (Ankebût, 45)
İhsan: Allah'ı görür gibi ibadet yapma.
İkâme: Namazı yerli yerince, huşû (Allah korkusu ve sevgisiyle karışık iç ürpertisi, saygı) ve hudû (boyun eğme) ile kılma.
Îkân: Yakînen, şeksiz olarak bilme.
Dîdar: Hakk'ı manen görme, kalben hissetme.
Bîdar: Uyanık, uyumayan.