Yelis "Kurulmak istenen yeni dünya düzeni"

BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yelis, basın açıklamasında bulundu.

  • 534
Yelis &quotKurulmak istenen yeni dünya düzeni"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

ABD ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ VE “YENİ DÜNYA DÜZENİ” MÜCADELESİ

ABD ulusal güvenlik danışmanı general Mc Master, yaptığı basın toplantısında ABD çıkarlarına küresel tehdit olarak Çin ve Rusya’yı, Haydut devletler olarak İran ve Kuzey Kore’yi, Cihatçı radikal örgütlerin destekçileri olarak Türkiye ve Katar’ın adlarını saydı.

Kendi üstlendikleri rolleri yok hükmünde farzedip ya da masumiyet çerçevesinde görüp, başkalarını suçlayacak açıklamalarda bulundu!.

Donald Trump ise Pazartesi günü yeni ulusal güvenlik stratejisini açıklayacak. Strateji dört ana başlığa oturtulmakta. ABD topraklarını korumak, Amerikan refahını ve ekonomik güvenliğini artırmak, barışı yaymak için daha fazla güç kullanımı ve Amerikan liderliğini perçinlemek. Stratejiyi hazırlayan ekibin başında da Mc Master bulunuyor…

KURULMAK İSTENEN YENİ DÜNYA DÜZENİ

Dünya da kurulmak istenen yeni dünya düzeni, Ulus üstü yapılardan ziyade birkaç belirleyici ülkeler üzerinden dizayn edilecek gibi görülmektedir.

ABD ise bu ülkeler içinde başat ülke. Kural koyma ve hakimiyet mücadelesinde ise; Finans/kapital ile ulus güçlü devletler arası mücadelenin çok sert geçeceğine ise zaten şahit olmaktayız. Finansal sermayenin küreselleşmesi ile terörün yayılması, yani paranın saçılmasıyla, terörün artması da at başı gitmektedir. Yeni dünya düzeninde; ittifakların yerine güçlü ulus devletlerin etkin olacağı görülmektedir.

AB yerine; Almanya, İngiltere, Almanya ve Fransa, İİT yerine; Türkiye ve Asya da ki ittifaklar yerine; Çin, Hindistan ve Japonya. Sovyetler birliği coğrafyasında ki Rusya gibi…

Hatta Ülkelerden ziyade, Ülkelerin güçlü liderleriyle hareket etmek zorunda kalınacak bir dünya ya doğru gidilmektedir.

ORTADOĞU VE BOP PROJESİ

Bu gelişen Yeni dünya hakimiyeti mücadelesi içerisinde, Ortadoğu denilen ve bizimde içinde bulunduğumuz bölge birkaç açıdan önem arz etmektedir. Ortadoğu coğrafyası hayli gevşek bir dokuya sahiptir. Kolay dağılıp, çok kolayda kurulabilen bir coğrafya. Bu coğrafyada en dirençli olan ülkeler, Türkiye, İran ve Mısırdır. Emperyalistler güneyimizde oluşturulmak istedikleri koridorla, Türkiye’nin güçlü kalmamasını ve daha rahat bölgeyi dizayn etmek için Ortadoğu coğrafyası ile bağımızı koparmak istemektedirler.

İkinci aşamada ise Allah muhafaza, ülkemiz bölünerek zayıflatılmak istenmektedir. Hatta Türkiye-İran savaşı dahi planlanmaktadır.

Türkiye -Mısır ayrışması ile Suudi Arabistan üzerinde oynanan oyunlarda; Emperyalistlerin Ortadoğu hakimiyeti için devreye soktuğu senaryolardır. Sünni-Şii blokları arası çatıştırma senaryolarına, etnik ayrıştırma projeleri kapsamında bölgede yaşayan Kürtler üzerinden de projeler ilave edilmekte ve hatta Sünni Müslümanlar arası dahi yeni ayrışma senaryoları ile bölge daha da parçalı hale getirilmek istenmektedir. Bütün bunların sonucunda BOP kapsamında Fas’tan, Endonezya ya 22 İslam ülkesinin sınırları, dengeleri ve istikrarı değiştirilmek istenmektedir.

Daha şimdiden Libya, Suriye ve Irak’ın hali ve diğer ülkelerde yaşananlar ortadadır. Büyük Ortadoğu projesi, ABD’nin dünya hakimiyeti  ve 21 inci asırda büyük Amerikan imparatorluğu projesidir. İslam dünyasının boynunu ve omurgasını parçalama ve İsrail’in güvenlik meselesidir. İsrail’in güvenliği için, 22 ülkenin parçalanarak küçük devletler kurmak ana hedefleridir. Açıklanacak ABD ulusal güvenlik stratejisinin, BOP dan bağımsız bir açıklama olmayacağını varsaymak her halde yanlış olmaz.

ABD, İİT VE KUDÜS KARARI

ABD’nin Kudüs kararı sonrası, İslam işbirliği teşkilatı (İİT) Kudüs kararını açıkladı. Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir dedi. İİT in aldığı karar tarihi bir karadır. Türkiye’nin liderlik etkisi de karar alınmasında en büyük etkendir. Bunlar tamam lakin, Kudüs için bir araya gelen 48 Müslüman ülkeden  kaçı Washingtonla ilişkisini askıya alabilir, silah almaktan vazgeçebilir, sorusu da sorulmaya değerdir…

57 Ülkeden 48 inin katılması ve sadece 16 sının Devlet Başkanı düzeyinde katılması da düşündürücüdür. Bundan sonraki süreçte alınan kararların arkasında durmak ile Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ında bu karara yaklaştırmakta, alınan karar kadar önemlidir.

İİT üyesi ülkeler ve BOP kapsamındaki 22 ülkenin tamamı, BOP projesinin amacını görmediği müddetçe, hiç biri kendisini bekleyen akıbetten kurtulamaz.

Bir strateji olan BOP un, uygulama taktiklerinde kendilerine güç devşireceğini sanan ülkeler bir gün sıranın kendisine geleceğini de unutmamalı.

Sarı inek, Kırmızı inek ve Beyaz inek hikayesini ve BOP nedir iyi okumalılar.

Emperyalizmle işbirliğine soyunan; Suudi Arabistan, BAE ve Mısır şu anda bu okumaya en fazla ihtiyacı olanlar gibi gözüküyor… Diğer ülkeler zaten öncelikli hedefte!

ABD’nin alacağı ulusal strateji kararının bu gündemden de ayrı değerlendirilmesi mümkün değildir.

TÜRKİYENİN YAPMASI GEREKENLER

Türkiye 1815 ve 1915 de yaşadığı olumsuzlukları yüzyıl sonra tekrar yaşamaması için, yeni saflaşmalarda kimin yanında yer alacağını, bulunduğu yerde pazarlık gücünün ne düzeyde olacağını çok iyi  hesaplamak zorundadır.

Türkiye kendisini direniş cephesi lideri gibi konuşlandırmadan önce, arkasında kimler var, kimler yok bunun hesabını iyi yapmalıdır.•Yurtta sulh, cihanda sulh, Midyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak, Ava giden avlanır, veciz sözleri ile; Mevcudu muhafaza bazen en iyi stratejidir ve “Emperyalistlerin kurduğu oyunda her zaman bölge ülkeleri kaybeder” gerçeğini, tüm bölge ülkelerine anlatılmalıdır.

Barıştan yana olmak, dostlarımızın sayısını arttırmak ve düşmanlarımızı azaltmak ana politikamız olmalıdır. Bunun için etkili bir dış politika ve diplomasi izlenmelidir.

Karmaşık ve kaypak bir zeminde attığımız her adımda, her şeyden önce Türkiye’nin çıkarlarını düşünmek ilk hedef olmalıdır.

Kudüs konusunda Birleşmiş Milletlerin daha önce almış olduğu kararın uygulanmasını istemek öncelikli politikamız olmalıdır.5 veto hakkı sahibi ülkenin alınmış kararların uygulanmasını engelleme girişimleri olursa, tüm dünya ya bu gösterilmelidir.

Türkiye; bölgede emperyalistlerin tuzağına düşmeden, barış içinde yaşamanın herkesin çıkarına olduğu gerçeğini “22 ülkeye” iyi anlatmalıdır.

İran’ın belirli bir eksenden, Mısır-BAE-Suudi Arabistan’ın farklı bir eksenden güç devşirme politikalarının sadece emperyalistlerin işine yarayacağını, bölgeyi kan ve gözyaşına boğacağını her platformda anlatmalıdır.

ABD’nin açıklayacağı ulusal güvenlik stratejinde olumsuz ifadelerin yer alması, bizimde yeni stratejiler üretmemizi gerektireceği bir vakıa.

Her şeyden önce bizim iç bütünlüğümüzü pekiştirmek politikalarını öncelememiz gerekmektedir.

Milli birliğimizin ve beraberliğimizin perçinleyecek politikalar geliştirilip, Milli Kültür Seferberliği başlatılmalıdır.

Türkiye’nin ihtiyacı “BİZ” olmak ülküsünün hayata geçirilmesidir. 

“BİZ” olmak; ayrı ayrı değil, yan yana değil, iç içe, hep beraber bir arada yaşamayı hedefleyen, her türlü ayrımcılıktan uzak “BİZ” anlayışıdır. 
“BİZ” olmak; “tam bağımsız Türkiye”  ülküsüne sahip olmaktır.
“BİZ” olmak;  “yeni dünya düzeni” yerine, Ahlak, Adalet ve Hakça paylaşımın hakim olduğu, Yeniden “Nizam-ı Alem” demektir.