Akil İnsanlar Kastamonu'da

Akiller grubu Alyans Düğün Salonu'nda sivil toplum örgüt temsilcileri, vatandaşlar ve bazı kentin ileri gelenleri ile buluştu.

  • 760
Akil İnsanlar Kastamonu'da
TAKİP ET Google News ile Takip Et

AKİL İNSANLAR KASTAMONU’DA

AKİL İNSANLAR HEYETİ KARADENİZ BÖLGESİ GRUBU BAŞKANI YUSUF HAKYEMEZ:
“ARTIK BU SORUNUN BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ”
22. DÖNEM CHP KASTAMONU MİLLETVEKİLİ MEHMET YILDIRIM:
“NİYE 63 NİYE 70 DEĞİL? BU BİR DAYATMA MI?”

Akil İnsanlar Komisyonu’nun Kastamonu’da düzenlediği toplantıya katılan 22. dönem CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, akil insanlar heyetinin neden 63 kişi olduğunu sordu.
CHP 22. Dönem Milletvekili Mehmet Yıldırım 9 farklı bölgede 7’şer kişiden oluşturulan Akil Adamlar heyetinin sayısının neden 63 olduğunu sordu. Yıldırım, “63 rakamının bölücü terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın memleketi olan Şanlıurfa’nın plaka numarasıdır. Ayrıca bu süreci neden 12 Nisan günü açıklamıştır. Bugünde doğum günü müdür?” şeklinde sorarak tepkisini dile getirdi.
Akiller grubu Alyans Düğün Salonu’nda sivil toplum örgüt temsilcileri, vatandaşlar ve bazı kentin ileri gelenleri ile buluştu. Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Hakyemez, “Terör sorunu kapsamında Türkiye’nin ekonomik kayıpları ve şehitleri var. Bunların aileleri var, yakınları var. Özellikle şehit aileleri ile ilişkilerimize çok özen gösteriyoruz ama artık bu sorunun bir şekilde çözülmesini istiyoruz, toplumda hemfikir olduğumuz ortak nokta. Süreci hükümet yönetiyor ama sürecin bitmesi noktasında hükümete destek veriyoruz. Burada ben başka şekilde anlatırım, bir başka arkadaşım başka şekilde anlatır ama kanın durması noktasında hepimiz hemfikiriz” diye konuştu.
Hakyemez, toplumu ikna etmek için gelmediklerini, sadece süreci neden desteklediklerini anlattıklarını söyledi. Hakyemez, vatandaşları dinleyerek, görüş ve önerilerini aldıklarını ifade etti.

“YAPILAN PROTESTOLARA ÜZÜLDÜM”

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Üyesi Bendevi Palandöken ise, salona girişte yapılan protestolara üzüldüğünü ifade ederek, ülkede dirliğin, birliğin ve huzurun olması, akan kanın durmasını istediklerini kaydetti. Ülkenin eskiden “sağ sol” olaylarından dolayı çok sorunlar yaşadığını aktaran Palandöken, “Şimdi de bu terör belası başımızda. Bu insanlar, sonucunu görmeden sadece böyle bir tepki koymayla fikirlerini başkalarına empoze etmeye çalışıyorlar. Belki, biz onlardan daha duyarlıyız. Binlerce, on binlerce kişiyi temsil eden sivil toplum kuruluşları, elimizi taşın altına koyuyoruz. Herkes benimle aynı düşüncede değil. Aileleri ile birlikte 20 milyon insanı temsil ediyorum. Belki içlerinde benimle aynı düşüncede olanlar elinizin parmaklarıyla sayabileceğiniz kadar insandır. Kastamonu, tarihi ve kültürel bir kent olması nedeniyle önemli bir ilimizdir. Sularının sert ama insanları merttir. Onun için ben bu tabloyu içime sindiremedim. Çünkü bizi tanımıyorlar. Bu insanlar buraya neden geldiler ve ne konuşacaklar. Bizler de sizler gibi masanın diğer tarafındaki insanların düşüncelerini düşünen insanlarız. Onun için müsterih olun. Kastamonulularla çok güzel bir duygu alışverişi yapacağız. Sizin hassasiyetlerinizi önemli şekilde not edeceğiz. Netice itibariyle hep birlikte burada huzur içerisinde o evlatlarımız ve yavrularımıza gülerek, el sallayarak ayrılacağız. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü, orada söylenenlerden daha çok seven insanlarız. O açıdan İnşallah bu süreç hayırlara vesile olur. Daha mutlu, daha müreffeh bir Türkiye’de hep birlikte olacağız” dedi.

“SAVAŞIN BİTMESİ HEPİMİZİN ARZUSU”

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Üyesi Kürşat Bumin, ülkede bir savaşın olduğunu ve bu savaşın bitmesinin herkesin arzusu olduğunu belirtti. Bumin, “Barış sürecinde toplumun, belki de ilk kez 30 yıldır giderek ağırlaşmış olan felakette, ‘Ben de bu işe müdahilim, benim de bu konuda sözüm var, ben de şu işin şöyle olmasını istiyorum’ şeklinde sesler yükselmeye başladı. IRA, ETA gibi durumlarda 3-5 bin ölümlerle sonuçlanmış tablolar var. Biz de 50 bin insan. Buna tahammül etmesi bir ülkenin mümkün değil. Hele medeni bir ülke olmak istiyorsak insanlığa, demokrasiye saygılı bir ülkenin bu şekilde devam etmesi mümkün değil. Eğer bu sorun çözülmezse felaket daha giderek büyüyecek. Şimdi demek ki, bu zamana kadar hükümetler yani devlet çözemedi” diye konuştu.

“AK PARTİ, ÇOK SAĞCI VE MİLLİYETÇİ BİR HÜKÜMET”

AK Parti hükümetini sağcı ve milliyetçi bir hükümet olarak nitelendiren Bumin, şöyle devam etti: 
“Süreç döneminde, bu savaş sebebiyle 92 gündür hiçbir kimse ölmedi. Çok iyi bir şey. Buna sevinmemiz lazım. Hatırlıyorsunuz, daha önce de AK Parti’nin göreve gelmesinden iki yıl sonrasına kadar da bir ateşkes vardı. Hiç kimse ölmemişti. Şimdi bunun daha ciddisi tekrarlanıyor gibi. Yani PKK’da anladı, hükümet de anladı ki bu böyle savaşarak gitmeyecek. İki taraf da anladı. Dolayısıyla bunu siyasi zemine kaydırmak lazım. Bunun için savaşın bitmesi, hepimizin en birinci arzusu. Bu savaş bir bitsin. Tabii o zaman iş bitmeyecek. Asıl endişeler ondan sonrası için. Onu da biliyoruz. Dışarıdaki protestolar da öyle. Bu ülkenin bölüneceğini, bayrağının gideceğini düşünülüyor. Bunlar da yersiz endişe. Unutmayın ki bugünkü hükümet, çok sağcı ve milliyetçi bir hükümet. Kendileri, tek bayrak, tek milleti tekrarlamakla meşguller:”

“EN SERT TEPKİYİ KASTAMONU’DAN ALDIK”

Şuana kadar gezdikleri Karadeniz illerinde en sert tepkiyi Kastamonu’dan aldıklarını belirten Grup Üyesi Fatma Benli, “Bizi her gittiğimiz yerlerde ancak 15-20 kişi karşıladı. Fakat burada bambaşka bir tablo var. Bunu bu şekilde beklemiyorduk. Bizler, burada akil insanlar olduğumuz için protesto edilmeye layık görüldük. Hepimiz farklı görüşlere sahibiz ama hepimizi buraya getiren ortak görüşler var. Ben televizyonları açtığım zaman şehit haberi duymak istemiyorum. Bu yüzden biz, bu protestoları hak etmiyoruz” dedi.
Geçmişteki hükümetlerin savaşarak bu sorunu çözmeye çalıştığını aktaran Oral Çalışlar, “Sonuçta 30 yıl boyunca savaştılar ve bu sorun çözülemedi. Şimdi bu sorun konuşarak çözülmeye çalışılıyor” diye konuştu.
Heyettekilerin de çözüm süreciyle ilgili yaptıkları konuşmaların ardından toplantıya davet edilenlerin görüşlerini dinlediler. Toplantıda, Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Serdar İzbeli, barış sürecinde ön ayak oldukları için akil insanlara teşekkür ederek, barış sürecine ve kendilerine her zaman destek vereceklerini kaydetti.
Dışarıdaki protestocularla aynı düşündüğünü ama demokrat bir insan olduğundan kendilerini protesto etmeyeceğini ifade eden Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Öztosun, “Hepinize teker teker saygı duyuyorum. Dışarıdaki arkadaşları da yerin dibine sokmak yanlıştır. Ben bu vatan için kanımı dökerim, hiç sorgu sual etmeden çocuklarımı da cepheye gönderirim” dedi.
Şehit Aileleri adına Abdullah Öcalan’ın yargılaması sürecinde İmralı’ya giderek asılması yönünde dava sürecine katıldığını açıklayan Av. Mehdi Keskin, “Ben Abdullah Öcalan davasında mahkemede o adamın yüzüne bakarak ‘Bu Adamı asın’ dedim. Fakat bugün öyle bir noktaya geldik ki, o dönemde mahkeme heyeti dahil, Yargıtay’da da, her tarafta idam kararı çıktı. Yalnız dosyayı meclise göndermediler. Dönemin başbakanı ve yardımcıları bu dosyayı meclis göndermeyeceklerini dediler. Dosya meclise gitmediği için oylama yapılamadı. Daha sonra da idam cezası kalktı. Artık asılmasını mümkün değil. Ben çözüm sürecine destek veriyorum. Bu iş silahla değil ancak artık yöntem veya diyalogla çözülebilecek” diye konuştu.

‘63’ SORUSU

22. Dönem CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım da, “Savaş iki millet arasında, iki devlet arasında olur. Bu terördür. Niye 63 niye 70 değil? Bu bir dayatma mı? Öcalan'dan istediği benim Urfa plakamı buraya yaz mı dedi? Türk milleti kavramının çıkartılmasına anayasadan izin vermeyiz. Biz bu süreci tamamen yanlış ve hatalı buluyoruz. Derhal bundan geri adım atılmalıdır” diye konuştu.
Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu olduğunu belirten ve Adıyaman’dan gelerek Kastamonu’ya yerleştiğini belirten Sezer Çakır, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya yapılan haksızlıklara tepki gösterdi. Sezer Çakır’a karşı çıkan ise KATSO Başkanı Halil Öztosun salonu terk etti.
Toplantı boyunca binanın önünde bekleyen protestocular ise zaman zaman sloganlar atarken, kimi zaman ise hep bir ağızdan Mehter Marşları ve 10. Yıl marşlarını söyledi. Ayrıca protestocuların arasında yer alan şehit babası Metin Ateş, şehit oğlunun fotoğraflarını eline alarak, “Benim oğlum Kastamonu şehidi, eğer bunun hesabını bize anlatmıyorlarsa, anlatamıyorlarsa burada işleri yok. Önce halk olarak bizleri aydınlatacak. Kastamonu şehitler diyarıdır. Kastamonu’da Kuvay-i Milliye ruhu var” dedi.
Salondaki diğer vatandaşlarında barış süreci hakkında görüşlerini alan akil insanlar daha sonra Kastamonu’dan ayrıldılar.