Daha dökülmedi hüzünlerim,
Kurumadım çeyrek asırlık ömrümde,
Hala galibim çaresizliklere, tükenmişliklere,
Kanım damarlarımı çatlatıyor adeta,
Farkımdayım, hür doruklara yürüyor hayallerim
İzlerim, Kehkeşan seyrinde bir serencam,
Bir kanadım daha olsa artık uçacağım.
Yaşıyorum,
İçimi titretiyor ülkümün heybeti,
Umudumu meşale yapıyorum karanlıklara
Yürüyorum Hüseyni bir kararla,
Gayem karanlıkları söndürmek
Ölüm bana gel diyor, ben kaçıyorum,
İrkiliyorum,
Sorumsuzluğun, sorgusuzluğun eşiğindeyim
Hissediyorum son kerteye gelmedi adımlarım,
Zafer sancağım dikilmedi ruhumun burçlarına,
Zalim mazluma yenilmedi biliyorum,
Kanıyorum bin asırlık bir yarayla,
Düşünmenin, varlığa delaletini çoktan geçtim,
Varlığın düşüncesizliğinin, garabetindeyim.
Üşüyorum;
Başıma üşüşüyor dikenli bir rüzgâr;
Tuz basıyor kanayan yerime, yanıyorum,
Yandıkça; yaşadığımın farkına varıyorum
Toplanın erenler görün ıstırabımı
Ellerimde asırlardan gelen bir sancak,
Sancak ki; uğrunda ölmek yaşamaktır ancak,
Halim İbrahim’in ateşinde karıncanın hikâyesidir,
heyhat! bu bir yaşayış bildirisidir.