Bu olay, ülkemizin birlik ve beraberliğine, kardeşliğine büyük bir saldırıdır. Seçimlerin yapılmasına çok kısa bir süre kala yapılan bu korkunç olayın zamanlaması da manidardır. Son günlerde özellikle Suriye sınırında yaşanan problemler yanında ülke içinde de böylesine olayın yaşanmış olması karşısında ister istemez bazı güçler bizi test mi ediyor diye düşünülebilir. Zira biz ülke olarak özellikle çevremizdeki bazı ülkelerin iç işlerine zaman zaman müdahil olduk. Özellikle Suriye’de Esat rejiminin değişmesi için tavır aldık. Suriye’deki muhalif gruplara destek olduk. Şimdi insan ister istemez acaba onlar da şimdi fırsatını buldular, aynı işi bize mi yapıyorlar, Türkiye’nin düşmanı örgütlere yardım mı ediyorlar diye düşünüyoruz. Şu günlerde istihbarat örgütlerimize çok büyük görev düşmektedir. Olayların olmadan önlenmesi için yoğun çaba sarf edilmelidir. Zira mülteci adı altına ülkemize gelen 2.500.00 kişi olduğu ifade edilmektedir. Bu kişilerin kim oldukları belli değildir. Bunların içinde değişik amaçlarla da ülkemize gelmiş insanlar olabilir. Mültecilerin yurdumuza gelişlerinde gerekli hassasiyet gösterilememiştir. Mültecilerin kayıt altında olmaları ve ikamet ettikleri illerden başka yerlere istedikleri gibi gidip gelmeleri idarenin izni dışında olmaması gerekirdi. Bu konuda iş işten geçtikten sonra, mültecilerin istedikleri gibi yurdun her yerine yayılmalarından sonra tedbir alınmaya başlanmıştır.
1 Kasım seçim kararı alınırken ülkenin içinde bulunduğu kritik durum dikkate alınmamıştır. Terör sebebiyle bazı mahallere sandık bile konulamayacağı gerçeği hükümet yetkililerince ifade edilmesine rağmen seçim kararı alınmıştır. Oysa ki ülkenin geleceği açısından geniş tabanlı bir koalisyonun kurulması ve bu kritik ortamın atlatılması gerekiyordu. Bundan sonra neyapılacağı önemlidir. Suruç’ta, Ankara’da yaşananların tekrar etmemesi için hükümetin bu olaylardan ders çıkartarak gerekli tedbirleri alması, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın siyaset dilini değiştirmeleri, toplumu bölmeden, germeden, her kesimi, her partiyi kucaklayarak insanlara yaklaşmaları gerekir. Kutuplaşma bir an önce giderilmelidir. Demokrasilerde herkes sizin gibi düşünmek zorunda değildir. Bırakın her yazar, şiddeti istemek ve övmek dışında istediğini yazsın. Gazetelere, televizyonlara baskı yapmayalım. Bırakın insanlar istedikleri gazeteyi okusun, istediği televizyonu seyretsin. Sizden olmayanlara daha toleranslı davranalım. Baskıyla, korkuyla ülkeyi yönetmeye çalışırsanız bir an gelir insanlar patlar.
Ülkeolarak hepimiz bir gemideyiz. Gemi batarsa hepimiz birlikte batarız. Fertler olarak hepimiz fedakârlık yapmak, birbirimize saygı göstermek zorundayız. Gerekirse bazı konularda ısrarcı olmayıp, fikirlerimizden, düşüncelerimizden taviz verebilmeli vebirbirimizi sevgiyle kucaklamalıyız.
Ankara’daki terör olayında hayatını kaybedenlere Yüce Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyor ve Yüce Allah’tan ülkemi bir daha böylesine felâketlerden korumasını, ülkemin düşmanlarına fırsat vermemesini, birlik ve beraberliğimizi korumamıza yardımcı olmasını niyaz ediyorum.