Mehmet YILDIZ

NEREDE HATA YAPTIK?

Mehmet YILDIZ

  • 628

   Osmanlı Devleti; 624 yıllık, 36 padişah görmüş ve bir dönem 10 milyon km2’yi aşkın toprağa sahip muazzam bir devlettir. Türk, Kürt, Rum, Ermeni, Bulgar, Yahudi, Arap ve birçok milleti içinde barındırmasına rağmen saygının, sevginin, hoşgörünün, adaletin eksik olmadığı bir devlet, imparatorluktur. Öyle ki Fatih Sultan Mehmet Han bir Yahudi tüccarın kolunu haksız yere kestirdiği için, aynı cezaya mahkum olmuş ve son anda tacirin bu hakkından vazgeçmesi sonucu kolu kesilmemiştir. Bu da Osmanlıdaki adaleti açıkça ortaya koymaktadır.

   Osmanlı Devleti; fetih yaptığı bölgelerde kadın, çocuk, yaşlı ve kendisine karşı savaşmayan hiçbir kimsenin kılına bile zarar vermemiştir. 6 asırlık devlet hayatı boyunca hiçbir vatandaşın inancına karışmayarak herkesi kendi inancında özgür bırakmıştır.

   Ancak ne yazık ki bir takım yanlış politikalar izlemeleri sonucu gerilemeye başladı. Batı her geçen gün yeni buluşlar, keşifler yaparak daha ileri giderken Osmanlı olduğu yerde saydı. Yetenek bir ülkede müşteri bulamazsa başka komşu ülkelerde mutlaka müşteri bulur. İşte Osmanlıda müşteri bulamadığı için Osmanlı gelişmelere yani yeni çağa ayak uyduramamıştır.

   16.Yüzyılın sonlarına gelindiğinde Avrupa Devletleri ile Osmanlı Devleti kendi aralarında rekabete girmişlerdir. Yani Osmanlı Devleti her ne kadar 1923’de Cumhuriyetin ilanı ile son bulmuş bir devlet olsa da aslında 17.Yüzyıllarda başlayan rekabet yarışında her geçen gün gerilemeye başlamıştı. Ki zaten 19. Yüzyılın ikinci yarısında tam anlamı ile yıkılma sürecine girmiştir. Her ne kadar başaramasa da batıya ayak uydurmaya çalışmaları nedeni ile Ortadoğu’yu unutmuş ve Ortadoğu da ki gücünü de yitirmeye başlamıştır. Hem Osmanlı’nın Ortadoğu da ki gücünü yitirmesinin sebebini hem de Osmanlı’nın nerede hata yaptığını açıklamaya çalışacağım:

Bu nedenleri çok farklı konu da incelemek mümkün ama 3 temel konu da anlaşılmasının kolay olacağını düşünüyorum. Siyasi yapı, askeri yapı ve toplumsal yapı…

   Siyasi Yapı: Tahttan indirmeler ve tahtta çıkarmalar esnasında padişahın yetkisini kısıtlayacak yani daha yumuşak bir iktidar modeli yapılmadığı veya yapılamadığı için sistem hep aynı işlemiş ve değişememiştir. Bu yüzden kaynaklanan pek çok sorun oluşmuştur. Yani egemenlik kayıtsız şartsız padişahın olmuştur. Bu konu da çıkan sıkıntılara örnek verelim. Bir padişah kendi hükümdarlığı süresince ilmi konulara önem vererek medreseleri ilerletmiş, halkın okumasını sağlamıştır. Ama ondan sonra gelecek olan padişah ilmi konulara değil de askeri yapıya önem vermiştir. Ve bu yüzden ilmi konularda ki yapılan çalışmalar son bulmuş yani bir yol katledilememiş olur. Ve ya tam tersi değişen bir şey yoktur. Bu nedenle sadece padişahın kararı ile daha bir çok sıkıntılar çıkmış olur. Meclisler kurularak toplu ve istişareli kararlar alınmamıştır. Ya da kurulan meclisler görevlerini tam yerine getirememişler. Ki bunun da nedeninin açıkça ortada olduğunu belirtelim. Birinci maddemiz olan siyasi yapı da ki en büyük sorun: egemenliğin kayıtsız şartsız padişahın olmasıdır. Siyasi yapıda son olarak şunları da söyleyelim. Toplumun hangi katmanı, hangi grubu olursa olsun iktidara ortak olmasına müsaade edilmemiş ve bu yöndeki girişimler şiddetle cezalandırılmıştır. Bu da tartışılacak bir konudur.

   Askeri Yapı: Ateşli silahlar ve savaşlarda etkili olan toplar, Avrupa’dan gelen ustalar tarafından öğrenildi ve kullanıldı. Yapılan birçok savaşta ordunun muzaffer olmasında önemli rol oynadı. Ancak ilerleyen süreç içerisinde gelişmeler yakından takip edilmedi. Ve teknolojinin gelişimi için altyapı oluşturulamadı. Örneğin mühendislik okulları zamanında kurulmadı ve bu yüzden diğer alanlarda gerileme görüldüğü gibi askeri alanda da geri de kalındı.   

   Askeri yapı da değinilmesi gereken bir konu da şu: Askeri alan yani askerlik bir ilim olarak görülmedi. Gelişmelere kapalı olarak devam etti. Tersaneler kuruldu ve yerli yabancı ustalar, işçiler ile gemiler üretildi fakat gemi üretimi için, gelişmesi için gerekli mühendislik okulları kurulmasında baya gecikildi. İlm-i harb yani harp ilmi kurulmadı.  Günden güne ateşli silahların kullanımı arttı. Batı bunun üzerine ordu sistemi içinde düzenlemeler yaparken Osmanlı yapmadı veya yapamadı. Kısacası ordu stratejisi ve taktik literatürü oluşturulamadı.

   Toplumsal Yapı: Toplumsal yapının en büyük temel sorunu, sarayda yaşayanlar ile halkın iletişimi konusundadır. Öyle ki sarayda konuşulan Osmanlıca ile halkın konuştuğu Osmanlıca arasında farklar vardı. Sorunlara örnek vermek gerekirse, Osmanlı Devletinde halktan birisinin aldığı eğitim ile saraydaki Enderunlarda alınan eğitim bir değildi. Saray dışındaki kişilerin ve talebelerin istekleri karşılıksız kalmıştır. Bu da yeni fikirlerin ve gelişmelerin önünde bir engel oluşturmuştur. Burjuva kendi bilimini ve kültürünü oluşturmuştu(!).

   Toplumsal yapı olarak şöyle bir sorun daha vardı. Osmanlı Devletinde ki bir grubun bildiği ilim diğer katmanlara, gruplara anlatılmadı, öğretilmedi. Örneğin Enderunlar da ki ilimler halka aktarılmadı. Halk kendi eserini yazamadı, oluşturamadı. Bazı alimler bilgilerini aktaramadı. Bu ve bu gibi sıkıntıların tek nedeni sistemdi.

   Örnekler arttırılabilir mi? Sıkıntılar konuşulabilir mi? Konular tartışılabilir mi? Evet örnekler arttırılabilir ve daha da tartışılabilir. Ama bizim yapmamız gereken Osmanlı gibi muazzam bir devletin neden yıkıldığını, neden Ortadoğu da ve dünyadaki gücünü yitirdiğini iyice araştırmaktır. Araştırıp da eserler yazmak için değil, tezler sunmak için değil. Araştırıp  üzerinde düşünülerek bir daha bu hataları yapmamak için. Kendimize bir ders, bir pay çıkarmak için.

   Osmanlı, her ne kadar yıkılış sürecine girerek topraklar kaybetse de; Ortadoğu da ve tüm dünyada gücünü yitirerek yıkılmış olsa da atalarımızın yani bizim devletimizdir. Tarih de öyle bir devlet göremezsiniz. Belki daha da göremeyeceğiz. Yazımız da her ne kadar eleştirsek de bunlar özeleştirilerdir. Ders almak içindir. Bir daha da yapmamak içindir. Bunun yanı sıra Osmanlının örnek alınacak ve günümüzde uygulanması acilen şart olan bir çok yönü vardır. Bunların başında ahlak, edep ve haya gelmektedir. Bu gibi örnek alınması gereken konuları da araştırmak ve uygulamak da gerek.

OSMANLI BİZİMDİR. ATALARIMIZIN DEVLETİDİR. BU YÜZDEN GENÇLİĞİN KOPMAMASI GEREKLİDİR. YENİDEN CANLANMALIDIR.

Yazarın Diğer Yazıları