Zafer SÖYLEMEZ

SİYASET NEDİR?

Zafer SÖYLEMEZ

  • 435

       ‘’Mükemmel bir hükümet asla var olamaz; Çünkü insanların tutkuları, hırsları vardır. Şayet İnsanların tutkuları, hırsları olmasaydı o zamanda hükümete gerek kalmazdı.’’  Voltaire

       Siyaset tabiî ki bizim hakkımızdadır. Siyasetin gündemine baktığımızda hergün gördüğümüz tablo, işittiklerimiz okuduklarımız bizimle ilgilidir. Bunların hepsi bir potaya girer orada erir ve bizzat kendimizle alakalı vizyonumuz, umutlarımız, düşüncelerimiz şekillenir. Yaşama gücümüzün ölçüsüdür siyaset ve en önemli odağı da insandır.

       Siyasetin doğasını anlamak, zor bir iştir. Bazen uzmanlarının bile kafası karışabilir. Bunun sebebi de ortalıkta çok fazla görüş, fikir, düşünce, kurum, ideoloji olmasındandır. Peki ne yapacağız doğumdan ölüme kadar hayatımızın her alanını belirleyen ‘’ Siyaset’’ i anlamayacak ondan uzak mı duracağız? Fikirlerimiz yanlış olabilir onları söylemekten imtina mı edeceğiz? Fikirlerimizi söyleceğiz ve toplumun gelişmesine yardımcı olacağız. Siyaseti anlamak zor demiştik. Fizik gibi laboratuarı yok, metreyle ölçmeye kalksak bir ölçeri yok. Ama siyaseti anlamak için yapacağımız bir iki metod var. Bu karışıklığın içinden çıkmak için, bilgi alanlarını sistematik hale getirmeliyiz, sebep sonuç ilişkilerini kurmamız ve sonuçlara ulaşmamız gerekmektedir. Bunun için elimizdeki tek araç kavramlardır. Siyasal açıdan olan yaşananları, gelişmekte olan toplumsal durumları iyi anlayabilmenin yolu özel bir anlam ifade eden kavramları yerli yerinde ve doğru kullanmaktan geçer. Bu bağlamda ‘’ Siyaset ‘’ kavramının kendisine bir göz atalım.

       Siyasetin konusu ikditardır. Bu konuyu tartışalım, siyasetin konusu neden iktidar ve bir iktidara neden ihtiyaç var? Bir an için şöyle bir toplumun varlığından söz edelim. Herkes eşit ve bütün kaynaklar eşit dağıtılmış, her şey bol, toplumda kıskançlığa, tahakküme yer yok yani işler çok güzel ilerliyor. Böyle bir toplumda siyasete yer olamaz çünkü alanı yok, zaten yer yüzünde böyle bir toplum ve coğrafya da mevcut değil yani bir ütopyadan bahsediyoruz.

       Siyasetinde bir toplumda olması değil, olmaması imkansız. Her gün kahvelerde eş dost ziyaretlerinde, iş ortamlarında siyasetten konuşuyoruz. Hükümetten muhalefetten dem vuruyoruz. Toplumun büyük bir kesimi bunu yapıyor ve yapmalı ama şiddetsiz bir şekilde fikirlerin ve projelerin konuşulduğu şiddet ve kavgaya başvurmadan yapmalıyız bunu, yani kırmadan dökmeden, biz ancak siyaset sayesinde eşitliğe, kaynakların eşit dağılımına ve sürdürülebilir bir toplumsal hayata kavuşabiliriz. Bu konuştuklarımız, siyasi düşüncelerimiz birer iktidar ilişkileri yumağıdır. Herkes siyaset yapar aslında kimisi siyasi partilere üye olarak, kimisi bağımsız, bir alışveriş yaparken fiyatını pahalı bulduğumuz bir ürün üzerinden bile siyaset yapabilir, Hükümetin ekonomi politikalarını eleştirebiliriz. İşte asıl dikkat etmemiz gereken nokta, sınır buradan başlar, Siyasetçinin elindeki tek malzeme gerçeklerdir. Var olan toplumsal bütün gerçekler. Biz toplumsal gerçeklerden uzaklaşarak siyasi arenada boy gösteren fikirler ve eleştiriler kümeleri ile siyaset meydanına çıkarsak yazının başında dile getirdiğim anlaşılması zor bir siyaset kavramı ile karşılaşır, kafa karışıklığı yaşarız, bunu engellemenin tek yolu ise sadece ve sadece gerçeklerle bir siyaset ilişkisi kurmaktır.

       Saygılarımla

Yorumlar 1
Mete 05 Ocak 2016 10:13

İki sınav arasında dahi okumaktan vazgecemedigim bir yazi olmus yazilarinin devamini bekliyor basarilar diliyorum

Yazarın Diğer Yazıları