Mehmet USTA

Dem o dem

Mehmet USTA

  • 632

Geçtiğimiz hafta 'Pudra Şekeri' idi siyasi gündem.

Kastamonu'dan başkente uzanan 'Super Güç'ün jet yükselişini konuşuyor idik değil mi?

Acaba... siyasetin himayesinde kirlenmiş bu çepreşik yaşam düzeninden,
90'lı yılların sonlarında İtalya'da ortaya konan "Temiz Eller" arınma operasyonunun Türkiye modeli çıkartılabilir mi... umut ve beklentisiyle sağa sola bakınıp duruyorduk bir çoğumuz...

Bir yanımız buruktu belki, bir yanımız acı çekiyor, bir yanımız da 'ne oldu da biz geldik bu hale' sorusunu soruyorduk kendi kendimize...

Vicdanımızla, irfanımızla, ahlakımızla yüzleşiyor, iç muhasebemizi yapıyorduk...

Geçtiğimiz günlerde zarurete(!) mebni, mücbir esbaplar müvacehesinde tetiklenmiş Pandemi tedbirleri çerçevesinde, hafta sonu 2 gün kapanma moduna girmiştik ki...

Fazlasıyla uyumaktan mütevellit bunalan o meşhur CAMBAZ...

Gecenin bir yarısında gösteri yapmak istemiş ve bir bir kez daha çıkıvermiş ipe...

Ne var ki bu kez elinde Sırık değil, bacağı kırık bir Sandalye!

Düz zeminde bile üzerine oturulması nâmümkün Sandalye'ye güya İp üstünde oturacakmış...

-Vay Efendim ...104 'zevzek' Amiral BİLDİRİ yayınlamış.

-Efendim neymiş... Buradan bir DARBE iması çıkarmış.

-Yapılan bildiri VESAYET izleri barındırıyor muş...
Mış- muş- miş...

Bir kısmının koltuk değneğiyle yürüdüğü bilinen, Notere gittiğinde Dr. Raporu istenilen bu 104 Amiral'in yayınlamak istediği bildiriden DARBE iması duymak, duyurmak, duydurmaya zorlamak...

Olsa olsa bir hezeyan, bir fobi... bir nevi yükseklik korkusudur.

İşgüzarlık, mağduriyet üretmek, toplum mühendisliği, algı operasyonudur.

İlla da korkacaksanız, illa da endişe duyacaksanız ...

Kapı arkasında bir değnek bulundurmak ise maksad-ı gayretiniz !

-Süklüm- püklüm ağlayanlara,
-Cüppe- Sarık el- etek öptürenlere,
-Makara- Kukara dalga geçenlere,
-Suikast işgüzarlığıyla Kozmik odanın şifresini verenlere...
-Sultanım, hünkarım... ağam sensin... ikircikliğinde maharet kesbedenlere bakınız, yöneliniz, yönleniniz...

Mişli geçmiş zamanlar önce...
Üzerinde üniformasıyla aktif görev icra eden 300'den fazla üst rütbeliye "gidişatın hoşnutsuzluğuna müdahele" edilmesi yönünde şikavi nâme dizenler, şimdilerde hop oturup hop kalkıyor,
sivil elbise üzerinde sökecek yıldız arıyorlar.

Yahu... tamam... toplumsal hafızamız zayıf, çabuk unutuyoruz... Eyvallah!

Lakin Anayasa maddeleri üzerinde değişiklik yapmak için kamuoyu oluştururken "Genelkurmayı Başbakanlığa, MSB.'na bağlı ve alt kurum yapıyoruz.
Bundan böyle hiç kimse DARBE dahi düşünemez" propagandası yaptığınızı da unutmadık ki, bir çoğumuzun hâlâ hafızasında...

Bırakınız... Lahana turşusunu da...
Tam da Pudra Şekerinin cezbedici etkisine kapılmışken,
Kokmuş Tuz'un kahredici etkisinin atmosferi kaplamasının önüne geçelim, ne dersiniz?

Kirli ağlara her geçen gün daha fazla takılarak travmatik sancılar çeken gençlerimize önleyici maskeler üretelim, konuşalım...

Sürç-i lisanımız kaçınılmazdır, dokunanlar mazur görsünler...

Saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları